Arkadaşlar merhaba,
Uzunca süredir sizlere yazamadım, hem okul, hem de inşaatla ilgili yoğunluk nedeniyle, kusuruma bakmayın lütfen. Nihayet çatının kaplanması işine geçilebildi. Ara duvarlar dolu tuğlayla örülmeden önce duvardan duvara uzatılan (deli ) kestane dallarının üzerine oluşturulan çatı, çam rabıtayla kaplandı. Rabıtalar, kaplanmadan önce, su bazlı ahşap koruyucuyla renklendirilmişti.
Asma tavan yapmayacağım için, çatıya yaptığımız bu kaplama, odaların içinden görünecek ve de odalara ferah bir hava vereceği kanısındayım. Gerçi ustalarım ve komşularım, bu şekliyle evin ısınmayacağını, sonradan gene de asma tavan yapmak zorunda kalacağımı söylüyorlar . Gerçi onlara kalsa, taş duvarları sıvamadan da oturamazmışım. " Bu ne hocam, saman damı gibi, olur mu hiç ?" diyorlar.
Rabıtalar, dün yağan yağmurla ıslandıkları için, yarından sonra önce ısıcam foamboardla, ardından da 3mm lik ziftli kağıtla ve en son olarak da Alaturka ya da Osmanlı tipi denilen eski tip kiremitlerle kaplanacak. Saçaklar için gene çamdan aynalıklar işlenerek çakıldı. Güzel de oldu sanki.
Tesisatçım bir yandan su borularını döşerken, diğer yandan da marangoz arkadaşım kapı ve pencere ölçülerini aldı ve doğrama işine başladı. Çatıda kullandığım çıkma çam kerestelerin artanlarıyla yapacağız doğramaları ama, galiba yetmeyecekmiş, ilave ağaç almamız gerekecek. Kerestecim zaten tavanda kullandığım rabıtalarının aynılarını, taban için işlemekte.
Önümüzdeki hafta elektrikçim de işe koyulacak. Diğer bir yandan da fayans ve banyo yer döşeme işine girişeceğiz.
Kaba haliyle iş bitti gibi ama, esas iş içeride diyorlar. Bakalım, hayırlısı. Allah ev yapana gerçekten de yardım ediyor.