Bu gün markette
kestaneleri görünce birden bire aklıma geldi.
Acaba kestaneden
turşu olur mu?
Öyle ya her şeyin turşusu yapılıyor da kestanenin neden olmasın.
Sonra düşündüm acaba
nişastalı olduğu için mi turşuya uygun değil. Öyle ya,
patates turşusunu da hiç duymamıştım mesela.
Hemen araştırmaya koyuldum.
Evet, patates turşusu varmış; ama, kestane turşusunun izine hiç rastlayamadım. Umutsuzlandım.
İyi de neden turşusu yapılmasın ki?..
Kafaya taktım ya denemezsem dilin arızalı diş çevresinde dolandığı gibi kafamın içinde dolanır kalır gari. Hani derler ya, “Kediyi merak öldürür” diye. Ek olarak benim gibi bir eşeği de aynı zaman da inat öldürecek.
“En iyisi yap ve kurtul!..” dedim kendi kendime. Hiç olmazsa
küçük bir kavanozda denemeye karar verdim.
İyi de,
çiğden mi yapmalıydım yoksa
haşlayarak mı?.
Ben sabırsız adamım, bu yüzden haşladım.
Üşenmedim haşladığım 1 kg kestanenin hepsini tek tek dış ve iç kabuklarını soydum. İnanın zor zanaatmış. Mutlaka bir püf noktası vardır bu işin. Öğrenmezsem ne olayım.
Neyse, uygun olanlarından turşu yaptım geri kalanından da kestane tatlısı… Turşu malzemesi aynı.
Su, tuz, sirke, sarımsak, bir üç dört adet tane
karabiber…
Bakalım nasıl bir turşuyla karşılaşacağım.
Merakla bekliyorum…