Türkiye toprağına ait olmayan bu bitkinin, burada "soykırım"a uğramasını, kendi bitkilerimizi tehdit ettiği için, ben de yararlı bulmaktayım. aynı zamanda, suya muazzam ihtiyacımız olan bugünlerde, toprağımızı kurutup, havamızı nemlendiriyor bu ağaçlar. İzmir'de bunu yaşıyoruz. yanlış politikalarla dikilmiş bulunmakta.
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesini kurarken, eski Gediz nehri ağzındaki bataklığın kurutulması maksadıyla bu ağaçlar da dikilmiş bulunmakta. şahsen, orada sıkça bulunduğumdan, bu ağaçları takip edebiliyorum. bu ağaçlar, yılın 365 günü yeni çiçek açıp tohum üretebilen bir ağaçtır. tohum kesecikleri salkım şeklinde olup, her salkımda 8 civarında kesecik bulunmaktadır. aynı zamanda ince ve genç bir dalda, bu salkımlardan çok fazla bulunmaktadır.
bu kesecikler, yaşamsal içgüdü olduğunu düşündüğüm bir yolla, bir şekilde kökten gelen suyla bağlantısı kesildiği zaman, açılıp, içindeki toz halindeki tohumlarını havaya salmaktadır.
bu da yayılmacı bir ağaç olduğunu gösterir.
darısı İzmir'deki okaliptüslerin başına.
yazdığım bazı şeyler, belki de her ağaçta olan şeylerdir, belki bazılarında cehaletimden teknik terim kullanamadım, affola.
|