View Single Post
Eski 15-01-2011, 17:48   #22
engraulis
Ağaçsever
 
engraulis's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-01-2011
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 57
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Lilium Mesajı Göster
Siz maden mühendisini alır eğitim öğretim öğretmeni yaparsanız, okullardaki eğitimi bitirir, özel dersaneler paralı eğitim yaparsanız, "parayı veren düdüğü çalar misali" hamsiyi gösterip bu ne dediğinizde tanımayan kişiler diplomayı alır, hatta Profesör bile olur.
Böyle bir eğitimden ne bekliyoruz ki, neden toplumca tepki göstermiyoruz ki, de yine çocuklarımızı özel dersanalere gönderiyoruz.

Bu konuda sadece eğitim sisteminin mi suçu var? Benim tanıdığım öyle öğretmenler var ki sınıflarındaki öğrencilerin yüzde 90 ı dershaneye gitmeden o dönemin en iyi liselerini kazanıyorlardı. Ama öyle öğretmenlerde tanırım ki ortaokul öğrencisi onları parmağında oynatır. Şimdi burada suçlu aramaya gerek var mı?

Her öğretmenin kendi elinde olan bir durum. Kimi aybaşı gelse de maaşımızı alsak diye bakar, kimi de bugün öğrencilerime ne verebilirim diye yırtınır.

Ailesinden iyi bir terbiye almış insanlar neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edebilir. Ve her konuda başarılı olabilir. Bizim hatamız burada başlıyor. Çocuklarımızı gençlerimizi yanlış yönlendiriyoruz. İstediğimiz zevk aldığımız bölümlerde değilde "komşunun oğlu şu bölümde okumuş çok kolay iş bulmuş sende ona git" tarzı yönlendirmelerle okuyan bir millet olduk.

Sonuçta hangi hükümet gelirse gelsin, hangi eğitim sistemini koyarlarsa koysunlar paranın kölesi olmayan öğretmenler ve çocuklarına iyi bir eğitim veren ailelerde bitiyor olay.

Bir kaç yıldır köylere tarım danışmanı adı altında mühendisler görevlendirildi. Uygulama ilk bakışta mantıklı ve güzel. Ama gözden kaçan bi durum var. Diplomayı almış ama ne kadar bilgisi var. Hayatı boyunca şehirden dışarı çıkmamış toprağı saksıda bile görmemiş bir kimseye kağıt üzerinde eğitim vererek mühendis diploması veren üniversiteleri kimse görmüyor. Şimdi denilebilir ki imkan verilmiyor. Alakası yok. Bazı üniversitelerde gerçekten güzel şeylerde yapılıyor. Mesela çok yakın bir yerden örnek vereyim. Afyon Kocatepe Üniversitesinin Veteriner Fakültesi. Teorik eğitimden çok pratik eğitimin verildiği bir yer. Fakültenin kendine ait çiftliği ve hayvanları var. Böyle güzel şeylerde oluyor. Ama diğer yandan işveren gazete ilanı veriyor.

Su Ürünleri Mühendisi alınacaktır (..... Su Ürünleri Fakültesi Hariç ) Fakülte ismini vermiyorum ama insanlaişverenler çok iyi biliyor üniversitelerdeki durumu.Ağlanacak halimiz işte bu. Makam odalarının mobilyalarını her yıl değiştirmeye para bulan üniversite yönetimleri nedense öğrencilere pratik eğitim vermek için para bulamıyor.

Bir de şöyle bir durum var. Bazı büyük kurumsal firmalar personel alırken bitirdiği bölüme ya da not ortalamasına bakmıyor. isterse okul birincisi olsun. En basit örnek. Bugün televizyon sektöründe çalışan insanların kaç tanesi radyo-tv bölümü mezunu. Bir işi yapmak için o bölüm mezunu olmak yetmiyor. O işe gönül vermek gerek.

Burada eğitim sistemini tartışacak değilim. Zaten onun yeri burası değil. Ayrı bir başlık altında tartışılabilir.

Burada benim demek istediğim, hayvancılık kurtulacaksa bu devlet desteğiyle ya da üç beş hayvan beslemekle çözülecek bir sorun değil. Bu işe gerçekten gönül vermiş bir kaç girişimcinin örnek çalışmalarıyla olacak iş.

Hayvancılık yapan bir işletme yem bitkilerini kendi yetiştirmeli. Süt işi yapıyorsa soğutma tankı kurmalı. Sırf soğutma tankı nedeniyle sütün litresi 20-40 kuruş artar. Ve devlet her yıl süt tankı almak isteyen şahıs ya da şirketlere yüzde 50, kooperatiflere yüzde 100 hibe veriyor. Bunu 10 hayvanı olana da veriyor 1000 hayvanı olana da. Ayrıca her doğan buzağı başına para veriliyor.Bizim köylümüze üç beş tane form doldurmak zor geldiğinden, ye da ne de olsa bize vermezler düşüncesiyle bunlara başvurmuyor.

engraulis Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön