Meyvelitepe son derece hakli. Bir şey yapılmasın dediğiniz zaman onun yerine ne yapılacağını bleirtmeniz gerekir. Yoksa, gerisi laftır. Laf söyleyen milyonlarca insan var. Eğer bu işler sadece laf söylemekle olsaydı, yazın hemen hemen her hafta tüm Trakyada bir gösteri düzenlendi. Çocuklar kefen giyip derenin kenarına yattılar. Yanlış anlaşılmasın bunlar olmasın demiyorum. Bu gösteirler de olsun. Ama fiziksel anlamda çözümü sağlayacak olan bu gösteriler değil, atılacak somut adımlardır.
Ben Sn Bayındırmevki'nin bazı sorularına yanıt vermek istemiyorum çünkü neden çoğul başlamışım da tekile dönüştürmüşüm falan gibi kelime oyunlarıyla uğraşacak değilim.
Ayrıca, Sn Kaymakamı da hem tebrik ediyor hem de destekliyorum. Desteklemediğimi nereden çıkardınız. Burada bu tartışmaları yapıyorsak bugün, buna neden olan kişi Sn Kaymakamdır ve bir dereye bir taş atmıştır. Arkasının geleceğine inanıyorum. Kaymakam Beyi cesaretinden ötürü tebrik de ediyorum. Bu konuyu fazla deşmeye de gerek yok. Bence Kaymakam Bey doğrusunu yapmıştır. Benim söylemek istediğim ilgili firmaya da gereksiz yere aşırı eleştiri yapıldığıdır. Olaylar farklı gelişmiş olabilir. Bizler bilmiyoruz. Yürüttüğümüz fikirleri gerçek sanıyor olabiliriz. Belki de olaylar çok farklı gelişmiş de olabilir. Neyse bu konuyu da bırakalım.
Sn Bayındırmevki ben Tekirdağlıyım ama 40 senedir Hollandada yaşıyorum. O derenin kirlenmesini ben de en az bu forumdaki herkes kadar istiyorum ancak lafla peynir gemisi yürümüyor. Bundan 40 sene önce Belçikada bir derenin nasıl temizlendiğine tanık oldum. Bir su firması dereye hem bakteri dozajladı hem pompalarla yapılan gölcüklerde suya hava basıldı hem de dere yatağı üzerinde taşlardan setler yapıldı. Taşlardan setleri, demir kafeslere almışlardı. Şimdi siz bunlar yapılsın mı diyorsunuz, yoksa yapılmasın dere kendi haline bırakılsın mı diyorsunuz.
Ben size söyleyeyim, eğer bunlar yapılmaz ise, tüm fabrikaların atıksularının dereye deşarjı kesilse bile, derenin doğal olarak kendini ve çamurunu temizlemesi, herhalde 100 yıl alacaktır (Bunu ben söylemiyorum burada su arıtma konusunda uzman arkadaşlara sordum). Ayrıca, benim çok iyi bilmediğim bazı bileşiklerin parçalanmasının da çok uzun zaman alacağını söylediler. Bunlar yapılsın ama agaclar net bu işi firmalarla işbirliği yapmadan kendi kendine yapsın diyorsanız, o zaman yine bu imkansızdır derim. Çünkü o zaman pompaları da, bakterileri de, göllenmeleri, setleri, demiri, demir kafesleri hepsini hepsini agaclarnetin yapması gerekir.
Sn Bayındırmevki, bugün yeryüzünde nefes almanın haricinde yapacağınız her türlü eylemde yolunuz firmalarla kesişir. Firma ya da şirketlerden bu kadar korkmayın. Şirket ingilizcede company demektir. Bunun asıl anlamı "eşlik eden" yani birliktelik demektir. Bazı kişiler iş yapmak ve para kazanmak için biraraya gelerek bir birliktelik oluşturmuşlardır. Bunu mikrodüzeyde yaparken, makro düzeyde de ekonominin iyi işlemesini sağlarlar. Fırıncı un alır ekmek yapar satar para kazanır. Fırıncı elbise alır, elbiseci kazanır. Elbiseci, bankadan kredi alır, bankacı kazanır. Bankacı araba alır, araba satan ve üreten şirket kazanır. Bu arada fırıncı, elbiseci, araba fabrikası işçi çalıştırır ve bu işçiler yaşamlarını kaznır geçimlerini temin ederler. Bu çark böyle işler. Bu işleri yapanların hepsi birer şirkettir. Bu şirketler de para kazanmak için kurulmuşlardır. Amam şirketler de her şeyde olabildiğince özgür değildir. Yasalarla bağlıdırlar.
Şimdi agaclarnet bunlarla birlikte iş yapmamalı mı diyorsunuz. Agaclarnet bile para kazanır. Benim sizin ve diğer arkadaşların yazdığı yazıları okuyanlar çoğaldıkça tıklayanlar çoğaldıkça site reklam alır ve para kazanır. Bunun yanında toplumu bilinçlendirme gibi ulvi bir görev de üstlenmiştir tabii ki. Ben sizi anlamakta zorlanıyorum. O olmasın bu olmasın. Peki ne olsun?
|