Sayın Acemi Usta, söylediklerinize katılıyorum. Yerden göğe kadar haklısınız. Değerler ve sorunlara bakış olarak da pek bir farkımız yok. Herhalde benim farkım, konulara "olumsuz yanından yaklaşıyor" görüntüsü vermem. Bunda, anlatım becerimin (beceriksizliğimin) önemli payı olsa gerek.
Ben, bir konuyu olumlu ve olumsuz yanlarıyla birlikte düşünürüm. Ortaya çıkabilecek sorunları önceden görmenin, buna yönelik erken önlem almanın, sorunlardan en ucuz kurtulma yolu olduğunu düşünürüm. Eğer bu bir yeni oluşum ise, sağlıklı bir kuruluşun, sağlıklı bir gelişmenin en büyük güvencesi olduğu kanısındayım. Tabii ki, bu şekildeki bir yaklaşım, karamsarlık, bahane uydurma gibi algılanmalara neden oluyor. Oyun bozan gibi görünüyorum.
Benim mevzuatla ilgili endişelerim, somut bilgilere dayanıyor. Burada hepsini sayabilecek değilim. Son yıllarda, tarım ve toprakla ilgili çıkan kanunlar, oluşan mevzuat, tamamen büyük şirketlerin istekleri doğrultusunda gerçekleşti. Örnek; Arazi Toplulaştırması Kanunu, Tohum Kanunu, Endüstri Bölgeleri Kanunu...
Sonuçta tüm toplumsal çabalar, mevzuat dediğimiz bu zeminin üzerinde gerçekleşiyor. Benim isteğim, önerilerimizin, bir de mevzuat bilen arkadaşlar tarafından arada sırada değerlendirilmesi.
Söylediklerinizin bize bağlı yanını zaten yapacağız. Yani zehirden uzak duracağız. Doğayı tahrip etmeyeceğiz...
Benim sözlerimden, "olmaz" anlamı çıkarılmasın. İnsani açıdan oldukça büyük bir çaba olan çalışmalarınızın destekçisiyim. Başarabilirsem katılımcısı da olurum.
Selamlar.
|