Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi bozon
Mevzuatta nelerle karşılaşacağımızı bilmeden mesafe katedilebileceğini zannetmiyorum.
|
Sn. Bozon, Uzak Bahçeler'in ilk hedefi satış değil. Satış elbette olmazsa olmazlardan biridir. Ancak kastettiğiniz internet üzerinden satış ise çok zor değil. Bir eticaret paketi ve sanal pos ile bu iş kolaylıkla halledilir.
Ancak Uzak Bahçeler'in bundan önce gerçekleştirmesi gereken çok önemli adımlar var. Önce kendi kimliği ile tanınması ve yazılı ilkelerinin olması.
Örneğin çok az kişi henüz doğal yoldan bitki yetiştirilebileceği inancını taşımıyor. Hatta o kadar eminimki, agaclar.net üyesi bir çok kişi bile bu işe kuşku ile bakıyor. Ne yazık ki bugüne kadar bize empoze edilen öğretilerin dışına çıkıp dışarıdan objektif bir gözle bakabilme yeteneğimiz körleştirilmiş durumda. Eğitim ve öğretim siteminden tutun, televizyonlar ve basın organları ile sürekli pompaladıkları büyük tekellerin dünya görüşü. Çok özendiğimiz Amerikanın, bilişim teknolojisi ve savaş aletleri dışında hangi üretimi var ki? Geriye kalan banka ve büyük finans kurumlarının hepsi hiç bir üretim yapmayıp rant ve spekülasyon üzerine kurulu asalak bir tüketici topluluğu. Dünyanın kaynaklarını har vurup harman savuranlarda onlar. Bu yüzden dünyanın diğer halklarına karşı bu kadar saldırganlar. Çünkü gelişmekte olan ülkelerdeki bir bireyin 10 katı tüketimde bulunuyorlar. Bunu da karşılıksız bastıkları dolar ile yapıyorlar.
Oysa dışarıdan bakıldığında, siz neden tükettiğiniz meyve ve sebzeyi uzak bölgelerden temin edesiniz ki. Üstelik o bahçeyi ve yetiştiricisini hayatınız boyunca görmeyeceksiniz bile. Daha yeni yaşadığım bir deneyimden yola çıkarak anlatayım. Geçenlerde pazardan nar alıyordum. Pazarcıdan rica ettim, kabuğunun büyük kısmı kahverengi renkli olanları (bunlar güneş yanığıdır) koyma diye. Ancak o bana iyilik yapıyormuş gibi bunların iri olduğunu daha iyi olacağını söyledi. Bense ısrarla onları istemediğimi söyledim. Tartışma ilerledi ve iş satıcının öyle bir narı kesmesine kadar vardı. Söylediğim gibi güneş yanığı olan bölümün meyvelerinin tamamen beyaz olduğunu görünce kendisi de şaşırdı. (İşte aradaki bu satıcıyı ve diğer aracıları kaldırmak gerekiyor. Çünkü bunların üretime hiç bir katkısı yok. Sadece alım satımdan kazanılan asalak bir kazanç.) İşin özeti, yetiştirirken nasıl yetiştirdiğini bilmeyen bir üretici, satarken ne sattığını bilmeyen bir satıcı ve alırken ne olduğunu bilmeyen bir tüketici. Çünkü size bilmeniz ve tek başınıza karar verebilmeniz unutturulmuş.
Geçen toplantımızda Meyvelitepe'nin sevgili eşinin verdiği çok güzel bir örnek vardı. Büyük marketler size daha başından hırsızmış gözü ile yaklaşıyorlar. Girişte ve çıkışta dedektörler ve güvenlik kameraları. Hep kontrol altındasınız. Oysa insanların en fazla %1-2 si art niyetlidir. Düşünsenize, bu insanların çalabileceği ürün miktarı bu yatırımların kat kat altındadır. Ama hiç kimse bunu sorgulamıyor. Size hırsız gözüyle yaklaşan mağazaya siz soruyor musunuz ürünleriniz sağlıklı mı diye? Hayır çok az kişi belki soruyor. Bu durumda her zaman her şeyi belirleyen onlar oluyor. Hatta yaptıkları reklam ve kampanyalarla ne tüketeceğinize onlar karar veriyor.
Hiç düşündünüz mü gökdelenlende oturmanın maliyetini ve tüketilen enerjiyi?
Kısacası sorular uzayıp gidiyor. Uzak Bahçeler hiç değilse doğal yetiştiricilik alanında bir alternatif yol geliştirmeye çalışıyor. Marketler yerine yerel pazarlar, hatta bahçeden tüketicinin kendisine toplatma. Tüketici içinse bildiği ve tanıdığı kişiden ürün alması. Hatta bazı sebze ve meyveleri tüketicinin kendi evinin balkonunda bile yetiştirebileceği. (Örneğin en çok tüketilen iki sebzeden patates ve soğan kendi balkonunuzda yetiştirilmesi en kolay ürünlerdir. Büyük bir balkonu olan neden komşularına da satmasın ki.)
İşte üreticiler ve tüketiciler bu bilince eriştiğinde bir çok sorun kendiliğinden çözülecek. Ülkenin bir çok yerinde Uzak Bahçeler benzeri oluşumlar kurulacak. Gün gelecek bunlar kanunlarıda kendi lehlerine çevirme şansına sahip olacaklar.
Söylediklerim belki hayalprestlik olarak algılanabilir ancak, kürenin dışına çıkıp baktığınızda gözüken bunlar.