Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 12 Kasım 2010
Geçerli Tarih: 01 Aralık 2010, 13:54
Site: YARIMADA HABER
URL:
http://www.yarimada.org/yazar/1214-m...ma-gezisi.html
Urla TEMA Gönüllü Sorumlusu Ayşen Kaya yine bir Kültür ve Doğa gezisi gerçekleştirerek önemli fark yarattı. Geziye Urla ve İzmir TEMA Gönüllüleri katıldı.
Bergama’da , bazilikayı ve Akropolu hızlı bir turla gezdik. Kaçırılıp, Berlin müzesi’nde sergilenen Zeus sunağı gitmişti ama yeri bütün görkemiyle boş duruyordu. Amacımız Kozak’a gitmek olduğu için Bergama tarihi yerlerini daha layıkıyla gezmek için daha sonraki bir güne bırakıp, bu güne dönerek, yağmalanan doğayı görmek için Kozak’a doğru yol aldık. Bizi yönlendiren ,geçen yıldan beri gazetelerde çıkan haberlerdi:
Geçen yıl 17 Nisanda Hayrettin Karaca ile birlikte Kozak Yayla’sına gittik. Yine yukarıbey köyünde köylülerle toplanıp, sohbet ettik. Hayrettin Karaca maden sahasını görmek istedi. Gittiğinde , maden sahasını çevirmişler, içeri sokmadılar, Orman herkesindi, Hiç kimse , hiçbir canlının içeri girmesini engelleyemezdi. Ama engellediler. Tapulu malları gibi. Maden kanununda yapılan değişikliklerdi onları bu denli cesaretli yapan.
Uyum ve dostluk içinde üzgün bir bir gün geçirdik. Elimizden hiçbir şey gelemedi. Yeni yasalar çelikten duvar gibi karşımıza dikiliyordu. Öncelikli amacımız : Kozak dağlarında altın aramak için kesilip, devrilen, sayıları 1 milyona yaklaşan ağaçlardı. Ve geçimini fıstık çamına bağlı yürüten 17 köyün insanına destek olmakdı.
Kozak Yaylası Çevre Koruma Derneği Başkanı Mehmet Akın’ın eşliğinde Kozak’ın Yukarıbey köyüne gittik. Köylülerle sohbetimizde, Kozak’ın ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu, Çam fıstığı üretiminin ve ticaretinin köylerin ekonomisinde ve ülke ekonomisinde büyük rol oynadığını, Yılda 50 milyon dolarlık getirisi olduğunu öğrendik. Her kişinin çam ağaçlarını tapulu arazilerinde yetiştirdiği, bakımının yapıldığı, fıstık çamı arazilerinin biribirinden tellerle ayrıldığını öğrendik.
Fıstık çamı ağaçları yemyeşil yapraklı dallarıyla muntazam, üst kısımları yuvarlak bir yapı oluşturuyor, masal kitaplarına çizilen o naif orman manzarasını gösteriyordu. Hayranlıkla manzaraya bakakaldık. Hiç bu kadar fıstık çamını bir arada, bu güzellikte görmemiştik.
Kozak TEMA Gönüllü Sorumlusu Gülden Karabudak’ın daha önceki söylemlerinden :
Kozak köylülerinin yüz yıllardır çam fıstığı üretimiyle ayakta kaldıklarını, ama 2006 yılından bu yana bu verimli yaylanın vahşi madenciliğe açıldığını ve Koza Altın Şirketine teslim edildiğini, şirketin 7-8 yılda çıkardığı altından çok daha fazlasını, doğaya kıymadan köylülerin elde edebileceklerini öğrendik.
Dönüşümüz üzgün ve umutsuzdu. Tekrar Bergama’ya uğradık. Bu şehrin talihsizliği taşının , toprağının altın madeni bakımından çok zengin olmasıydı. Emperyalizmin aç gözlü canavarları başına üşüşmüştü, Senelerdir köylüleri ayakta, doğaları, sağlıkları elden gidiyor diye çırpınıyorlar. Basından takipçisiyiz. İsyanları: Dünyanın en vahşi yöntemiyle altın işletmeciliği. Siyanür liçi ile altın çıkarılıyor. Ve bu yöntem 5 mayıs 2010’da Avrupa Parlamentosu’nca Avrupa’da yasaklandı. Yer altı servetlerimiz hangi maden olursa olsun değerlidir. Tabii ki yeryüzüne çıkarılmalı. Ama doğaya dost, doğanın canını yakmayan bir teknoloji ile. Ekosisteme zarar vermeden çıkarılmalı, en uygun şekilde ülke ekonomisine katkı sağlanmalıdır. Ama yukarıdaki kazanç rakamlarından görüyoruz ki, TOPRAĞIN ÜZERİ, ALTINDAKİLERDEN ÇOK DAHA DEĞERLİ.
Çaresiz ve üzgün evlerimize döndük.
Merih Yücel
İzmir TEMA Temsilciliği Başkan Yardımcısı