Gardenyaları çok nazlı bilirdim, bu yüzden de şimdiye dek hep mesafe vardı aramızda. Geçen yıl çiçekçideki bey zorla bir gardenya bir de japon gülü fidesi vermişti. Saksıda bakıp, kışın içeriye alacaktım. Kışın içeriye alma kısmı beni zorlayan kısım. Ev pek müsait değil, kedi de var vs... Sevgili Jineop'un Gardenyayı bahçesini diktiğini ve karın altında bile gayet keyifli olduğunu görünce, hemen toprağa geçirdim. 2 kere de yerini değiştirdim. Meğer hiç nazlı değilmiş, o kadar keyiflendi ki... Bu bahar bolca çiçek açtı, daha önce pek beğenmediğim çiçek kokusu bile çok güzelleşti, koklamaya doyamadık. Yaprak formu çok güzel, kışın yaprak dökmüyor, çiçekleri çok güzel kokuyor. Manolyadan hiç farkı yok. Ben de bu fidenin alt sürgünlerini budayıp sadece 2 ana dalını bıraktım. Bahçe bonsaisi gibi bodur ağaç olmasını sağlayacağım. Daha çok küçük 60-70 cm kadar. Acelem yok, vaktim çok, büyümesini beklerim.
Limon ağaçlarının çok yavaş büyüdüklerini düşünürdüm. Geçen yıl bu fidanı aldığımda 50 cm kadardı. Bahçedeki ilk kışında feci don yedi, tüm yaprakları dondu ama baharda yeniden sürgün verdi. Bu yıl hiç çiçek açmadı, ancak toparlandı herhalde. Ama oldukça büyüdüğünü söyleyebilirim. Gece sıcaklıkları düşmeye başlayınca yaprak uçları sararmaya başladı. "Rize Portakalı" daha mı dayanıklı acaba, narenciye türlerinden onu deneyeyim diyorum.
Bu çiçek sanırım "Europs " (Umarım doğru yazmışımdır) Komşum bu yaz başında hediye etmişti. Bahçeme geldiğinden beridir çiçek açıyor. Bu sıra çiçekleri daha da irileşti, tam dökülen yapraklarının arasına yakışan, sonbaharı yansıtan çiçek. 12 ay çiçek açar mı ki?
O zaman Kasımpatıyla hiç uğraşmam doğrusu, bunun renkleri varsa onların peşine düşerim. Pembesi var mıdır ki, hemen araştırmalı.
Eskiden bahçeye dökülen yaprakları hemen toplardım, bu yıl özellikle Oya Ağacının sonbaharda kızaran yapraklarının çimlerin üzerine yayılmasını çok sevdim. Sanırım doğa beni doğallaştırıyor.