View Single Post
Eski 18-10-2010, 17:26   #79
gece
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,671
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi meymun Mesajı Göster
Aslında bu tür yanıtları konu hakkında doğru bilgileri olanlar verirse bence daha iyi olacak. Bu konunun başlarında fikir yürüterek doğrulara ulaşmamız zor dediğimde bunu söylemek istemiştim. Aerobik ve anaerobik prokaryotların yaşam biçimlerini, bakterilerin hücre dışı dönüştürdüğü maddeleri, clostridium ve metan oluşturucuların oksijensiz ortam süreçlerinde sıcaklık faktörünü, oksijenli ve oksijensiz azot sabitlemenin farklarını bilmeden, düşünerek vereceğimiz yanıtlar bizi böyle yanlış yollara sevk edebilir. Konuları bilmeyenlerce mantıklı görünen düşünceler doğru olarak kabul görebilir.

İnsanlık tarihi, bu tür yanıtlara binlerce yıl inanç ile geçmiştir. Sonra da bilim çağı başladığında hala eski yanlışlarla bilim çatışır oldu. Beyinlerimiz eski çağ insan beyinlerinin ürünleri ile nasırlaştırılır. Ve önce annelerimiz olmak üzere çevremizin 6 yaşımıza kadar kafamıza soktuklarının doğrultusunda olanları kabul edip, bilimi ret eden 2010 yılının insanları, hastalandıklarında inançlarına ters olduğu için ret ettikleri bilgi sonucu oluşturulmuş teknolojiye başvurup MR çektirir, lazerle tedavi olur. Dua dediğimiz isteklerimizle birlikte. İsteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara sözünü unutarak dilenir dururuz.
Ve hala yanlışlarımızı sürdürüp muska da yazdırırız. Beynimizdeki null hypotesis nasırların, dar gelen ayakkabının ayak nasırlarını acıttığından bize daha fazla zarar verdiğini göremeyerek.

Saygılar
İlk cümleye hiç kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. Ancak sonraki cümleler Dogasever'in konuyu bilimsellikten hurafeye taşıdığına yönelik iddia gibi geldi bana ve ben buna katılamayacağım.

Tamam, yazılarının dışında Dogasever'i tanımam, konunun da uzmanı değilim ama o zaman her konuştuğumuz konuda, muhatabımız kişiden diploma istememiz gibi anlamsız ve çözüm de olamayacak (diploması olan herkes o konuda her şeyin en doğrusunu biliyor demek değildir ki!) bir şekilcilikte takılır kalmaz mıyız?

Tamam, fikir yürütmek bizi yanlış yollara ve sonuçlara götürebilir ama susup oturmak ve hiçbir kişi ve bilgiye güvenmemekle mi idare edeceğiz! Biz anlamayız deyip, fikirlerimizi kilit altına alacak, bir dudağı yerde bir dudağı gökte, ünvan sahiplerinin fikirlerini mi sessizce dinleyip, inanacağız.

Hem bilenleri, bilgisi olanların ellerini kollarını bağlamıyor, yasaklamıyoruz ki, başımızın üzerinde yerleri olduğunu, ikide birde söylemeye gerek var mı?

Sonuçta ellerimizi bağlayıp, doğru bildiklerini varsaydıklarımızı sessizce beklemek yerine, fikir yürüterek, yazıp çizerek, beynimizi, herkes için yeterli olamasa da, çalıştırmaya gayret ediyorsak, bunun neresi kötü ve acaba beynimizi hangi tutumla nasırlaşmadan kurtarabiliriz?


gece
diploma, kelli felli ünvan aramadan, yazan herkesi dinlemekte kendince sakınca görmeyen, çoğunluğun cahil kabul ettiği kişilerden dahi çok şey öğrendiğini, nice bilenin de bilgisini saklayışına tanık olduğunu düşünen forum kişisi

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön