Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Müjgan
...
Yazıyı hızla okurken aklıma bir konu takıldı aslında...
"Yaşam" başladığından bu yana, hücresel yapılar ortamın koşullarıyla özdeş tavırlar almışlar. Şartlar ne gerektiriyorsa o yönde modifiye olmuş ya da metamorfoz geliştirmişler.
Şu anki yaşayanların bu halleri, binlerce yıl sonra acaba neye dönüşecek? Bitkiler azalacak, havadaki oksijen azalacak, su bitme noktasına gelecek ve bunların kaliteleri bozuk olacak diye düşünürsek -ki geleceğe yönelik "yatırımlarımız" böyle yapıcı iken ve gidişat için önlemler almazken- acaba şu anda sahip olduğumuz yaşam formları neye benzeyecekler.
Bunu düşündüm ve merak ettim doğrusu  ) acaba bu konuda hazırlanmış bir çalışma var mıdır. Ya da öngörüsü olan?
|
Meymun yeteri kadar karamsar olduğuna göre, ben iyimser olabilirim. 8>)
"İç açıcı olmayan" öngörü; değişen şartlara karşı alıştığı yaşam biçiminde ısrar eden (
değişmeyen/değişime uyum sağlayamayan) insan üzerine kurulu. Oysa insanın en önemli niteliklerinden biri ortama, değişime uyum sağlayabilmesi değil midir?
Bilim bize; yeryüzene gelen her canlı türünden %99'unun yok olduğunu, ancak %1'inin yaşayabildiğini söylüyor. Yaşayanlar da tabii ki uyum yeteneği en yüksek olanlar; Dünyada defalarca onbinlerce binlerce yıl süren büyük buzul dönemler yaşanmış ve yenisi de yakın deniyor, bugün yaşayan tüm insanların ataları da o yıllarda hayatta kalabilmiş olanlar. Bu şüphesiz.
İster maymun'dan dönüşüldüğüne inanın, ister Adem ile Havva'dan geldiğimize; yaşayan herkes, milyonlarca yıldır yanan yaşam ateşinin ısısını yüreğinde ve gözlerinde taşıyor.
Peki bu hep böyle mi gidecek? Yaşamın dinamizmine ayak uydurabilen canlılar kendinin ya da neslinin yaşamını olabildiğince uzun süre sürdürecektir. Ama ölümden de kaçılamaz, hatta ölüm iyidir, öleceğiz ki bizden sonrakiler de (daha iyi) yaşayabilsin.
İşte bunun için bu sitede her şeyin en doğalına yer verildiği, üstün tutulduğu gibi, susuz tarıma, deneysel yaklaşımlara da sırt çevrilip, bu konularla ilgilenenler dışlanmıyor, ilgiyle izleniyor. Geçen yılki İzlanda'daki yanardağ gibi yüzlercesinin aynı zamanda patlaması gibi bir durumda, neslimizin devamı topraksız ve doğal ışıksız teknolojinin, yeteri kadar insanı besleyebiliyor olmasına bağlı olabilir. Böyle bir şeyin olup, olmayacağını bilemeyiz.
Bunun için, böylesi değişiklikler için de hazırlıklı olabilmeliyiz. Ancak görünen o ki öncelik her zaman doğal olandan yana ve yukarıda örneklenen yapay ortam ve ışık bile, doğayı daha iyi analiz edip, anlamakla ancak mümkün olabilir.
Sanırım asıl sorun, değişimin neresinde bulunduğumuz ya da tutum aldığımızla ilgili. Siz değişime nereden bakıyorsunuz?
gece
"değişmeyen tek şey değişim" diyen forum kişisi