Sayın Müjgan
Gelecek için kestirimler pek iç açıcı değil. Tabii bizim için iç açıcı değil. Yani alıştığımız ortamın kısa süre içinde değişecek olması nedeniyle. Bundan 12 yıl önce M.I.T. meteoroloji profesörlerinden birinin gelecek 20 yılın dünya iklim tahmininde biz de yer aldık. 20 yıl sonra Konya ovasının çöl olacağını söylemişlerdi. 3 yıldan beri buğday ambarımız perişan. Her yıl 2 milyon ton buğday ihraç ederken şimdi daha fazlasını ithal eder olduk. Bu tahminlerdeki felaketler söylenenlerden daha hızlı gelişmekte. Örneğin Katrina ve hemen ardından oluşup karaya ulaşamayan tayfunlar. Bunlar deniz suyu yüzey sıcaklığının 0.5 derece arttığında olacağı söylenen şiddeteydi. Bu şiddetteki tayfunlar 0.2 derecelik artışta oluşunca yeniden kontrol edildiğinde bilgisayar girdilerinde hata yaptıklarını bu şiddetteki tayfun için 0.2 derecelik artışın yeterli olduğu görüldü ve açıklandı.
Son yüzyılda her 40 yılda bir ikiye katlanan insan nüfusunun 2050 yılında 14 milyar olması beklenirken NASA, 2050 de yani bundan 40 yıl sonra sadece 500 milyon insan kalacağını öngörüyor. Somali benzeri açlık çeken ülkeler kervanına katılıp korsanlığa başlamamız yakın gibi. Ve yine M.I.T. nin geçen seneki geleceğin iklim tahmininde 2040 yılında Türkiye’de yeşil alan sadece Bafra ve Rize çevresinde kalacağı şeklinde.
Konya, yağışların düşmesi ve gelişen ekonomimiz ve teknolojimizle sulu tarıma geçtiğinde önce açtıkları kuyulardan santrifüj pompalarla 6-7 metreden su elde etmeye başlamıştı. 1985 lerde ise yer altı sularının düzeyinin düşmesiyle 20-30 metreden derin kuyu pompalarıyla yukarılara su basılmaya başlandı. Şimdi Konya ovasında su 250-400 metre aşağılarda. Bu derinlikten yukarı su pompalayarak elde edilecek buğdayın maliyeti 70 kuruşu bulduğundan buğday ekenler de azaldı, ya da yağmur umuduyla kumar oynayanlar çiftçiliğe devam etmekte. Trakya’da birçok bu sene arazi ekilmedi. Geçen sene 1. Sınıf Rus buğdayı Tekirdağ liman teslimi 28 kuruştu. Bu sene onlar da ihracatı kendi ihtiyaçları ve stok amacıyla yasakladılar.
Geleceğimizi artık siz kestirin. İklim ve buna bağlı su sorunları. 7 milyar insanı beslemek için zorunlu olan makineli tarımda kullanılan araçlar için gerekli enerji kaynakları da tükenmekte. Petrol fiyatlarının yükselmesinin nedeni sadece siyasi değil. Bitiyor, 30 yıl önce ABD kendi topraklarındaki petrolü çıkarmayı yasaklamıştı. Enerji için farklı seçenekler henüz bulunamadığından petrol elde edilmesi yüksek maliyetli kuyular devreye girmekte okyanus altı petrol çıkarılmakta.
Bundan 40 sene önce derede veya evinin bahçesinde çamaşır teknesinde çamaşır yıkayan kadınlarımız, şimdi bulaşığı kendi enerjilerini harcayarak değil, termik santralarda elde edilen elektrik ile yıkamakta. Nüfus 40 sene öncesinin 2 katı, ama rahatlık ve modern yaşam adına sonsuz sandığımız kaynakları tüketirken dünyayı hızla değiştirmekteyiz. Nüfus iki katı, ancak 40 yıl öncesinin yıllık fosil enerji kaynaklarının kullanımı şimdi tam 700 katı. Dünyayı değiştirmeye devam. İnsan yok olursa tabii ki birçok canlı türüyle birlikte, birkaç milyon yılda yepyeni canlıları ile dünya çok güzel olacak.
Homo sapiens kısa süre öncesine kadar bu dünyada yaşayan tek hominid türü değildi. Beyni bizden 200cc büyük olan, ölülerini törenle gömüp mezarlarına çiçek koyan Homo neanderthalensis 30.000 yıl önce yok oldu. Java adamı denilen Homo soloensis 50.000 yıl öncesine kadar yaşadı. Homo florosiensis bu dünyadan yok olalı ise henüz 12.000 yıl oluyor. Bir de bunlar var olsalardı ne olurdu bilmem. Bunların ve bizim ortaya çıkışımız dünyanın ve yaşamın tarihine göre çok yeni fenomenler. Dünya değişmekte canlıları da değiştirmekte. Fakat canlılar da dünyayı hep değiştirmişlerdir. Doğaya ait insan da doğayı değiştirmekte. Dünyanın ve evrenin insan için yaratıldığını sanarak, kendini en üstün varlık olarak görerek. Güneşin bile bizim etrafımızda, bizim için döndüğü kibiriyle, insanmerkezci düşüncelerle bugüne geldik.
Fakat unutmayalım ki çevremizde var olanlar eskiden yoktu, insanın çevresi olanakları böyle değildi, gelecekte ise hiç böyle olmayacak. Şu anda sahip olduklarımız, kullandıklarımız yaşamak için hava, su ve besinlerimiz gibi gerekli olan maddeler değildir. Cep telefonundan otomobile, bunlardan yararlanmak için dünyayı değiştirmeye değer miydi bilmem.
Şimdi ise fiziksel özellikleriyle değil, geliştirdiği teknolojisi ile dünyada varlığını bir süre daha koruyabilecek tür olarak insan şanslı görülmekte. Tabii bizim gibi ülkelerdeki bireyler değil. Yakın zamanda yaşanabilecek topraklar Kanada ve Sibirya imiş.
|