
Yukarda gördüğünüz fotoğraftaki patatesler soldan sağa sırasıyla: En alttaki sandıktan çıkanlar, en üsttekinden yani bitkinin yapraklarının hemen altından çıkanlar ve en sağdakiler de bahçe tarafından çıkanlar.
Orta kattaki sandıktan hiç bir şey çıkmadı; en alt kat ile en üst kat arasındaki bağlantıyı sağlayan kalın gövdeden başka...

Benim bu durumdan anladığım; sanırım bitki büyüdükçe yaprakların üstüne toprak ilave etmekte biraz acele etmişim. Yani yapraklar biraz gelişecekti sonra toprak ilave edecektim. Ben ise yapraklar çıktıkça toprağı döktüm üstlerine. Garibanlar da boğulmamak için kafayı dışarı uzattı. Uzattı ama bu sefer de can havliyle patates yumrulamayı unuttu. Galiba bu nedenledir ki en altta, kök yumrunun yanında biraz patates yetişti bir de en üstte yaprakların hemen altında. Yüzeye en yakın olan patatesler daha iri ve daha canlı görünüyor. Suyun alt katlara fazla ulaşamamış olmasının da etkisi olabilir diye düşünüyorum.
Neyse yılmak yok, yola devam! Nihayetinde ben ziraat mühendisi değilim, bu işi çoktandır yapan bu işten ekmek yiyen bir çiftçi de değilim. Kendi halinde, hobi olarak bahçede bir şeyler yapmaya çalışan bir amatörüm. Önemli olan kendim bir şeyler yetiştirebilir miyim diye denemek, bir şeylerle uğraşmak ve bundan keyif alabilmekti. Yoksa amaç sadece patates yemek olsa marketlerde kilosu 1 TL bile değil...
Ben bu yolculukta vardığım yer kadar geçtiğim yollardan da büyük keyif aldım; daha sonraki seneler için bir şeyler öğrendim. Mesela seneye 3 kat çıkmayacağım 2 kat yeter. Toprak atmakta ve patatesleri sökmekte acele etmeyeceğim. Haa bu arada unutmadan 2 grup sandığım daha var henüz devirmediğim. Bunları daha sonra, bitkinin yaprakları solup döküldükten sonra açacağım. O zamanki sonucu da burada paylaşacağım.
Şimdilik esen kalın...
-SON-