Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ
Tavuğu, balığı, eti geçtim mecburen vejeteryan oluyoruz ama birçok şeyi evimde yapıp yiyorum (reçeller, konserveler...) bu sefer de bunların yetiştirilmesinde kullanılan kimyasallar, kullanım oranları vs. gibi sorunlar karşımıza çıkıyor. Yediğimiz şeyleri kendi yetiştirme imkânımız da yok, bu durumda ne yapabiliriz?
Ayrıca neden çiftçilerimiz, hayvancılarımız işlerini dürüstçe yapmıyorlar? Neden Türk Devleti böyle temel bir sorunda böyle bir acz içinde! Varlık içinde yokluğa mahkûm ediliyoruz gittikçe. Bu durumda geriye iki yol kalıyor ya açlıktan hemen öleceğiz ya da kanser vs. gibi hastalıklara yakalanıp birkaç on yıl sonra! Seç, beğen, al..!
|
Başlık tavuk olduğu için söyliyeyim. Food Inc. filmini izlemişsinizdir. Günlük civcivden itibaren 49 günde kesilecek hale getiriyorlar. Türkiyede durum daha vahim. 41 günde kesiliyor. Normalde hormon kullanılmıyor ama çok fazla antibiyotik kullanılıyor. Özellikle küçük çocuklarda çok tehlikeli.
Sağlıklı ve doğasına ulgun beslenmiş bir piliç 6 ayda yenecek hale gelir. Gelin farkı düşünün. Bunun sağlıklı bir besin olma ihtimali yok.
Ne yiyeceğiz deniyor. Bütün iş tükenlerde. Tüketici talep eder ve bedelini öderse her şey yapılır. Düzgün bir çiftlikte 6 ayda beslenmiş bir pilicin maliyetini karşılayacak şekilde fiyatlandığı ve böyle talep edildiği durumda sağlıklı üretim de başlayacaktır. İl tarım müdürlükleriyle görüşün. Sağlıklı et, tavuk, sebze nerede vardır, adreslerini telefonlarını bulun, gidin görün, oralardan temin edin. Mümkün olduğunca size yakın olsun. Biraz zahmete girin. Market raflarından toplama, en ucuzu arama alışkanlığını sağlıklısını arama şekline çevirin. Göreceksiniz, o zaman çok şey değişecektir.
Unutmayın, günde üç kez çatallarımızla oy kullanıyoruz.