Sevgili Finduk'cuğum, hepsi bu kadarsa mesele yok.
Zaman zaman hepimizin içine düştüğü bir psikoz dönemi yaşıyorsun anlaşılan.
Unutma ki güzelim, hayat düz bir çizgi gibi devam etmiyor, yolumuzun üzerindeki her şeyi bir lütuf olarak kabul etmemiz gerekiyor.
Tabii bunu yapmak söylemekten çok farklı, yine de güçlü olmak zorundayız, minik bir fare senin keyfini kaçıramaz.
Ben mutfağımda gördüm, buna ne dersin, sonra bir kartonun üstüne biraz yapıştırıcı yayıp, üzerine de peynir koydum.
Ertsi gün minik fare tutkala yapışmış durumda debeleniyordu, öyle çaresiz ve öyle minicikti ki, çok üzüldüm, ne yapacağımı bilemedim, hatta oturup ağladım onun çaresizliğine.
Hiç endişelenme, her şeyin bir çözüm yolu vardır ama sonunda sen de benim gibi oturup ağlama
Tabii Vatan hasreti de ağır basıyordur, sen oralarda yalnız değilsin ki, bak Emine ablan ve tanımadığımız daha bir çok dostun var, burada ise, seni seven, her gün seni merak eden bir çok bitki delisi var
Kendini yalnız hissetme lütfen, bazan bir salon dolusu insanın içinde bile yapayalnız kaldığımız olur, önemli olan sağlıklı ve huzurlu olmak, gerisi hikâye...
Kucak dolusu sevgiler, selâmlar benim Vatan özlemi çeken güzel kardeşime.