View Single Post
Eski 28-08-2010, 14:27   #240
pria
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Şu avcı milletini hiçbir zaman anlayamadım..
Hele hele hali vakti yerinde olan,bu işi keyif denen his için yapanları hiç anlayamıyorum.

Ben yolda yürürken bile bir karınca,bir böcek görsem üstüne basmamak için herşeyi yaparım..

Bakın benim Çanakkale'de bir fidanlığım var..
Etrafı çevrili,kapısı olan bir yerdir.
Senede 5-6 kere giderim..Toplamda bir yılda 30-40 günüm geçer orada..
Kasaba kıyısındadır yerim.
Yabani hayvanların sevdiği tüm ot çeşitleri vardır içinde..
Sürdürsem bile baharda yağmurların ardından başta semizotu olmak üzere yeni otlar belirir..
Her gittiğimde minik kaplumbağalar görürüm..Boyunlarını okşayarak severim onları..
Kirpiler görürüm..
Fidanlarımın üstü kuş yuvalarıyla doludur..Yumurtalarını,yavrularını seyrederim..Hele kuşların yavruları yumurtadan çıktığında fidanlığa gittiğimde kuşlar başlar feryat etmeye..Ben gezindikçe,yuva olan fidanların yanına gittikçe erkek dişi kuşlar cıgır cıgır bağrışırlar etrafımda..Bağrışmalarının nedeni benim varlığımdan rahatsız olmalarıdır,yavrularını koruma içgüdüleridir..
Benim fidanlık onlar için bir hayat alanıdır,korunaklı bir barınma alanıdır.
En son fidanları sularken,yerde oturuyordum..Her bir fidanı sulamak için 10 dakika kadar beklerim hortumun başında..
İşte böyle beklerken bir an kafamı arkaya doğru çevirdim..Bi de baktım..Bir yılan kafayı kaldırmış,30 cm. yukardan benim bir metre arkamda bana bakıyor..Böyle durumlarda çok soğukkanlıyımdır..Hiç telaş yapmam..Belli ki yılan su sesine gelmiş..
Hortumun ucunu yavaşça kaldırdım,aniden dönerek yılana suyu fışkırttım..Yılan korkmuştu..Başladı kaçmaya..O kaçtıkça ben su sıkarak kovaladım keratayı..
Geçen yıl da,bir akraba ile çıkmıştım fidanlığa..
Yerde duran 6 metrelik eternit tabakasını kaldırmamız gerekti..
Kaldırdık ama..altından neredeyse 1.5 metrelik bi yılan çıktı..şaşkındı..
Akrabama işaret ettim panik yapma diye..Bizler ani hareket,telaş yapmadık ama yılan korkmuştu ve tam gaz kaçmıştı..
Yani çok alışkınım böyle şeylere..

En son 4 yıl önce çok iri bir tavşanın yaşlı bir incir ağacının dibinde yuva yaptığını anladım..
Kimseye söylemedim,çünkü duyulsa o avcı denen kişiler kesinlikle gelip pusuya yatarak öldürürler onu..
Bir yıl sonra yine fidan sularken,bir fidanın dibindeki kuru ot ve zeytin dallarının altından 13-15 santim boyunda bir tavşan yavrusu fırlayıverdi yanıbaşıma..Demekki bir tavşan ailesi mesken tutmuştu benim fidanlığı..
Hortum suyundan ıslanmış yavrucuk..
Kaçmadı..ama titriyordu yanımda..
Sevdim..sevdim..sevdim..ama pek kar etmedi,hala korkudan titriyordu...
En son zıplaya zıplaya başka bir fidan dibime kaçmasına müsaade ettim..
Bu yıl da son gittiğimde fidanlığın kapısını açtım..5-6 metre yürüdüm..
Baktım toprağı oymuş,geceyi orada geçirmiş bir tavşan..
Sonra gün aydınlanınca fidanların dibindeki ot kümesinin altına girmiş..
Durdum öylece..
Sonra bir fidanın altından pıt diye çıkıverdi kerata..başladı aşağı doğru kaçmaya..
Yaaa..işte böyle..

Nasıl vururlar,öldürürler bu zavallı hayvanları anlamak mümkün değil..
Geçim derdin yoksa..et alamıyacak kadar fakir değilsen..
Ne zevk alırsın bu masum yaratıkları yok etmekten..
Onların her birinin doğada görevi var..

Eklenen Resimler
 
pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön