Keçi değil, kedidir, kedi!
Komplo teorilerine kadar gelinmiş. Konu; 'keçilerin doğaya zarar veren bir canlı oluşu ve bu nedenle-doğaya zarar veren bir canlı türü olması nedeniyle- orman sahasına girmesinin, önlenmesi, kontrol altına alınması, yasaklanması gereken bir tür olduğu' yönündeki görüş ağırlıklı kabul görmüş gibi algılıyorum.
Buna karşılık MeyveliTepe'nin ifade ettiği; keçinin kendisi ile zararının doğrusal bir ilişkisinin olmadığı ile huyhuy'un yöre insanlarına daha gerçekçi yaklaşılması düşünceleri de dile getirilmiş.
Bugün keçilerin orman ve diğer bitkilere zarar verdiği şeklinde bir sonuç varsa -ki var- bunun nedeni keçilerin keçi oluşları değil, MeyveliTepe'nin isabetle işaret ettiği üzere 'günah keçisi' olarak insanları aklamak için kullanılmalarıdır.
Keçinin orman ve meralara zarar vermesi, ancak yetersiz alanda, olması gerekenden fazla sayıda keçi bulunması durumunda söz konusudur. Kaç keçinin ve keçicinin (çobanın) yaşayacağına da insanlar karar verdiği açık olduğundan, sorunun özünün hemen her şey gibi ifrat ve tefrit şeklindeki son derece medenî tutumumuz olduğu da ortadır.
Sorunun özü; ifrat ve tefrit gibi uçlar olunca, keçinin ormanlık alanlardan tümden yasaklanması (tefrit) ile talebe bağlı olarak, isteyenin istediği sayıda hayvanı, istediği yerde otlatması (ifrat) ile sorun çözülmeyecektir. Çözülemez.
Sorun, bu yönüyle keçi ile de sınırlı değildir zaten; keçiden el çektirilen davar sahipleri, keçilerini koyun ya da sığıra dönüştürüp, ormana değil, sınırları iyice daralmış meraya yönlendirdiğinde, bu kez de mera, biyolojik çeşitliliğini yitirecek, hayvanların tercih ettiği bitkiler aşırı otlanacağı için yok olma yönünde gelişirken, uzak durduğu, hayvanların yiyemediği, uzak durduğu dikenler baskın çıkıp, merayı belki de yürünemez hale getirebilecektir.
Gerçi, uzun vadede endişelenecek bir durum olmayacağı açık, çobanların yaşam hakkı, günümüzde bile soykırım derecesinde sınırlandırılmış, hemen hiç bir yerde kız dahi verilmez, sanki diğerleri masummuş gibi masum olmayışın timsali ilan edilmişken, bir süre sonra endişelenecek ne bir hayvan ne de hayvancılıkla geçinen insan kalmayacağı gün gibi ortada.
Onların yerini nasılsa çok uluslu yabancı firmalar alacak ve mezbaha artığı yemler ile güneş yüzü görmeyen hayvanlar beslenip, türlü teknik yöntemler ile hayvanlar sanki fabrikasyonmuş gibi hızla üretilip, kendi besinini seçmek istemeyen, ithal ve GDO'lu ürün tüketmeye daha hevesli geniş kitleler "hiç iyi niyetlisine rastlanılmayan" çobanlardan kurtuldukları için daha bir huzura kavuşacaklar, ithal gıda maddesi bağımlılığı ile bağımlılıklara bir yenisi daha hevesle eklenecektir. Keçiler gidecek, güzel günler gelecek(!?)
Az kaldı, azıcık daha sıkın dişinizi, keçilerin de çobanların da sonu yakın!
gece
tüketicilerin çobanlara verdiği önemden fazlasını tüketicilerin asla haketmediğini düşünen, bugünkü ve gelecekteki duruma müstehak gören forum kişisi
|