Sayın Balbay, tipik köyden çıkıp tahsil terbiye ile kentide bilen, kırsalıda bilen , sadece teorik olarak değil , kıyısından köşesinden yaşamış , köyüde kentide yaşamış , Türkiye vatandaşıyız hepimiz. Bizler birbirimize bu anlamda çok benzeriz. Bizim tahlillerimiz , bilgilerimize ve yaşam şeklimize göre , sosyo-kültürel yapımıza göre olacaktır şüphesiz. Ve öyle de oluyor.
Ben İstanbul da doğup büyüdüm . Ve okullara istanbul'da gittim . Ama davar da güttüm . sığırada gittim . Tırpan da salladım . Hiç bir şekilde 1938 de çıktığımız köyümüzden çıkmadık . ( babamın İlk İstanbul'da işe başlama tarihi ) Yani size benzer bir terkipte köylü-kentliyim .
Benim , Çoban -Keçi- Orman ve bunu yorumlayan bizlerin , yorumlarından hiç birinin yanlış olduğunu söylemiyorum . Fark şurada .
Çoban o bölgede bizden fazla hakkı olduğuna inanan kişidir. Siz katılın veya katılmayın , o kendini öyle hisseder. dışarıdan gelen bizlerede , yarı hayran yarı kıskançlıkla bakar. E Çünkü orada doğmuş büyümüş , oranın bir parçasıdır. Cahil olması kendi tercihi değildir.
Ve ben o insanın , benim gibi biri olduğunun düşünülmesi gerektiğini, aşağılanmaması gerektiğini , nasıl geçimini temin ederse etsin diyerek , ağaç kadar değer verilmemesini eleştiriyorum .
|