View Single Post
Eski 23-07-2010, 06:29   #701
ozgur0ozdemir
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 09-07-2008
Şehir: Muğla
Mesajlar: 38
ADENIUM YETİŞTİRİCİLİĞİ (Adenium Cultivation)
a-TEMEL BİLGİLER
Adenium çeşitleri; tropikal kökenli, genelde uzun yaşayabilen, çok yıllık sukulentlerdir. Çöl bitkisi değildirler. Dahası, üretilen ıslah edilmiş türler, yabani türlerine göre kuru iklim şartlarına daha duyarlı olup sadece nemli koşullarda yetişebilmektedir.
Adennium türlerinde, yetişmilş bir bitkiyi öldürmenin tek yolu ıslak ve soğuk bir ortam sağlamak ya da drenajı yetersiz bir ortamda aşırı sulamaktır. Gece sıcaklığının 10 derecenin altına düştüğü koşullarda bitkilerin bulunduğu ortam tamamen kuru olmalıdır yoksa bitki çürür.

b-YETİŞTİRME ORTAMI (saksı harcı da denebilir)
Adenium çeşitleri için en uygun yetiştirme ortamı çok iyi havalandırılmış nem tutma kapasitesi yüksek ortamlardır. Başarılı yetişme koşullarına örnek olarak şu 3 türü verebiliriz.

1-Tayland Usulü
Yapışkan kil, domuz gübresi, hindistan cevizi kabugu lifleri, yarı kompostlaştırılmış yağmur ağacı yaprakları, cocopeat ve pirinç kabuğu
hindistan cevizi kabuğu liflerinin su emici etkisi ve havalandırmayı sağlaması bu tür ortamın kendine has özelliğidir. Yarı kompostlaştırılmış yapraklar gerekli besini sağlarken kil ise bu besinlerin tutulup yavaş yavaş salınmasını sağlar.

2-TAIWAN USULÜ
Hindistan cevizi liflerini bulmanın zor olması sebebiyle Tayland usulünden tamamen farklı olarak, %80 i taş kırıklarından oluşan, içerisinde cyathea medullaris -bir çeşit eğrelti otu- lifleri, ve biraz da cocopeat olan bir karışımdır. Ağır saksılara yol açan bu karışım hemen hemen bütün üreticiler tarafından kullanılmış ve başarılı sonuçlar vermiştir. (adenium grubundaki arasında kalın kum,pirinç kabuğu ve cam yünü(?) kullanılan bir alternatife de rastladım)

3-BİZİM USUL
Uzun bir süredir yanmış sığır gübresi ağırlıklı olarak yerfıstığı kabuğu ve vermikulitten oluşan karışımı kullanıyorduk. Artık kullandığımız karışımı tamamen değiştirdik. Bitkinin bünyesine almış olduğu gübre (besin) miktarını kontrol altında tutabilmek için daha az beseyici bir ortam kulanmaya başladık. Karışım bileşenleri nem tutucu özelliği olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrılıyor. Nem tutma özelliğini dengelemek için 2 tür bileşeni eşit miktarda kullanıyoruz. Havalandırmayı sağlamak için kullanacağımız bileşenleri eleyip hepsini uygun boyutlarda olmasını sağlıyoruz. Bu şartları sağlayarak bitkinin boyutu (filiz,yetişkin,numune) kullanım amacı (ithalat,damızlık anaç,satış) ve mevsime (kışın daha az nem tutan ortam) göre karışımı tekrar düzenliyoruz.

Nem tutucu özelliği olan bileşenler: Cocopeat (3 ölçü) Sığır gübresi (1 ölçü) vermikülit (1 ölçü)

Nem tutcu özelliği olmayan bileşenler: Strafor parçalanmış (2 ölçü) Yer fıstığı kabuğu parçalanmış (2 ölçü) Taş kırıkları (1 ölçü)


Bu dengenin ne kadar önemli olduğunu ise şöyle farkettik: saksısı yeni değiştirilmiş değiştirilmiş aşılı bitkilerde normalden yüksek ölüm oranlarıyla karşılaştım. İlk önce yetiştirme ortamının enfekte olduğunu sanıp fungisit kullandım ancak düşük oranda başarılı olabildim. bir kaç hafta sonra değiştirlen saksılardaki karışımlarda parçalanmış strafor olmadığını farkettim. Hemen bu şekilde saksılanmış bitkileri diğerlerinden ayırdık. Saksılar daha seyrek yerleştirerek buharlaşmayı (terlemeyi) arttırdık ve bu bitkileri diğerlerine göre daha az suladık. Sıcak giden havalar da bize yardımcı oldu ve yetiştirme ortamı bitkinin kökleriyle dolana kadar başka problemlerle karşılaşmadık.


Aslında, yetiştirme ortamı karışımlarını çevresel ve kültürel koşullara göre oluşturmak daha başarılı sonuçlar verir. Bu konuda detaylı bilgiyi bağlantıdaki makaleden edinebilirsiniz (Buradaki makalede genel olarak saksı harç materyallerinden bahsediyor. Organik,İnorganik,nem tutuculuk gibi özelliklerden bahsetmiş genelde. Bunun çevirisini de ayrıca yapmak gerekli)

c-SAKSILAR
özenle hazırlanmış iyi havalandırılmış harçlar ile ve sulama üzerinde kontrollü davranarak
platic saksılar toprak saksılar kadar hatta daha iyi sonuçlar veriyor. Saksının şekli bitkinin büyümesine doğrudan etki edebiliyor. Derin saksılarda genç bitkilerin küçük saksılardakilerden daha erken büyüdüklerini keşfettik. Daha yetişkin bitkiler dar saksılardan fazla etkilenmiyor. Bunun sebebiyse genç bitkilerde ana kökten fışkıran çok sayıdaki kılcal kökler.Yetişkin bitkilerde ise yumru gövdeden çok sayıda kök kolaylıkla gelişir. Her saksı değişimde bitki toprak seviyesinde yükseltilirse kök dağılımı daha yayvan olacaktır böylelikle yeni yetişen kökler daha sığ saksılara dağılarak büyüyecekler. Tahliye delikleri yeterince bulunmalı ve engellenmemelidir.

d-SULAMA

Ne kadar sulamalı sorusunun cevabı basit: Bitki büyüme dönemindeyken toprak deliklerinden biraz su çıkana kadar ıslatılmalıdır. Kışın bitki dormansi (uyuma) dönemindeyken verilen su miktarı toprağın kuruyup sertleşmesinin engelemeye yetecek kadar azaltılmalıdır.
Burada önemli nokta ne zaman ve ne sıklıkta sulamak gerektiğidir. Bu ise mevsim koşulları, Saksı harcı, çevre ve benzeri koşullara göre değişiklik gösterir.

Büyüme dönemi: Adeniumlar aktif olarak gelişim gösterdikleri dönemlerde pek çok kişinin tahmin edebileceğinden daha fazla su kullanırlar. Bu dönemde az sulama bitkinin gelişimini olumsuz etkiler. Uyku dönemindeki (kışın) adeniumlar ise çok daha az neme ihtiyaç duyarlar. Adenium Arabicum tçeşidi ise tamamen kuru bir ortam ister.

Çevre: Sıcak ve kuru mevsimlerde günde en az bir kere sulamak gereklidir. Soğuk kış koşullarında ise 7-10 günde bir sulamak uygun olacaktır.

Saksı harcı: Taiwan usulü ve benzeri nem tutma kapasitesi düşük harçlarda daha düzenli -sık- bir sulama gerekirken, nem tutma kapasitesi yüksek saksı harçları seyrek sulamayı tolere edebilmektedir.

Saksı boyutu: Büyük saksılar çabucak kurumayacakları için daha seyrek sulanabilir.

Bitki gelişim dönemi: Gelişme dönemindeki genç bitkiler, yetişkin bitkilere göre daha sık sulanma ihtiyacı duyarlar.

Büyüme kontrolü: Kademeli olarak azaltılan sulama ve gübreleme bitkinin gövdesinin sertleşmesine neden olur bu da bitkinin dayanıklılığını arttırır kışı daha rahat geçirmesinin sağlar.

Diğer Faktörler: Saksısı değiştirilen bitki kökler düzelene ve gelişme tekrar başlayana dek dikkatli bir sulama gereklidir. Soğuk koşullarda yeni filizler geliştiği görülene dek su verilmemelidir. Bunu tam tersi olarak saksı değişimi gelen yaklaşan bitki daha sık sulamaya ihtiyac duyar.
Bitkiyi sularken normalde yapraklarını ve çiçeklerini de ıslatmak gerekir. Bu şeklide sulamak hava nemliyse,yapraklar kalınlaşmışsa ve birçok çiçek açmışsa çok önemlidir. Özellikle de sabah saatlerinde bu şeklide yapılacak sulama yapraklardaki toz ve kiri temizler, Bitkinin sıcak ve kuru bir güne daha dinç bir şekilde girmesini sağlar.


Şimdilik bu kadar yakında geri kalan yarısını da yapabilirim umarım. Çeviride olabilecek hatalardan dolayı şimdiden özür diliyorum. Bazı kısımların daha anlaşılabilir olması açısından yorum katarak çevirdim. Bazı kıımlarda ise bilmeden ortam kelimesine takılmışım sonradan farkettim onu saksı harcı şeklinde okursanız sanırım daha anlaşılır olacaktır.

ozgur0ozdemir Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön