Saat 13.30 cıvarında misafirlerim geldi.
Sevgili sındırgılı'nın eşi gelemedi, Lilium - eşi ve kızı, kasap94 ve eşi, Osman 45 ve kardeşi.
Sevgili köknar maalesef yetişemedi, Sebo'nun da işi çıkmış.
Sabah erkenden bahçedeki fırın yakıldı ve komşum öğütülmüş buğdaydan köy ekmeği yoğurup fırına sürdü.
Hakikaten bir başka oluyor, kokusu değişik, içi sünger gibi ama iyice pişmiş ve tok bir ekmek.
Ekmeklerden sonra fırına tavuk tepsisi sürüldü.
Sevgili Ilknur Aşık'ın kulaklarını çınlattım. (Canım İlknur, bu sefer de yine biraz yandı tepsi üzeri, şu işi eşinden iyice öğrenememişim)
Salatalarımız, bademli pilav ve sarmısaklı-kremalı patatesimiz de hazırdı. Tepsideki tavuklar pişince sofraya oturduk.
Sohbet içinde neşeli bir yemek yedik. Yemek sonrası soğuk meyve salatası hepimize iyi geldi.
Daha sonra hanımlar güllü kameriyeye geçip sohbet ettiler, beylerse üst terastaki şezlonglarda mini şekerleme yaptılar.
Karışık meyve servisinden sonra olmazsa olmazı dondurmalı irmik helvalarımızı yedik.
Çay servisi için aşağıdaki güllü kameriyeye geçtik. Bu arada sındırgılı bol bol doz-doz avladı.
Çay faslından sonra hanımlar yan çizince karidesleri temizlemek beylere kaldı.
Eeee madem ballı karides pişirilecek, beyler kolları sıvadı.
Karidesi sındırgılı ile beraber pişirdik. Ben tarif ettim, malzemeleri hazırladım, o kardı.
20 dakika içinde karidesimiz hazırdı.
Lilium ve kasap94 ün eşi, karidesin görünümü beğenmedikleri için ne temizlenmesine yardım ettiler ne de tadına baktılar. (İyi de yaptılar biz daha çok yedik.
Daha sonra sardunya çelikleri, sundavilla ve ceylan gözü paylaşımı yapıldı.
Saat 20.00 civarında da arkadaşlar veda edip ayrıldılar.
Gelen arkadaşlara hem Oğuz hem de kendi namıma teşekkür ederim. Her zaman bekleriz, mutlu oluyoruz.
Sofradayız.