|
Ben de kendimi üslûp sahibi zannederdim, ama karşıma Dede Korkut’tan, Şeyh Edebali’den Hacı Bayram-ı Veli’den el almış bir usta çıktı. “Büyüğümüze karşı boynumuz kıldan ince!” kavlince haddimizi bilip edebince yazarız bundan sonra biz de.
Sizdeki bu ilgiyi görünce, nedendir bilmem, birkaç yıl sonra o 2 dönümün yetmeyeceğini düşünüyorum. İşin ilginç yanı insan her işte bir doyuma ulaşıp bir zaman sonra bıkıyor, ama tabiat tutkusu, bağ bahçe uğraşısı deniz suyu içmek gibi. Tuzlu su içildikçe nasıl harareti artırıyorsa, diktiğiniz ağaçların çiçeğe meyveye durduğunu görmek, çiçeklerin açıldığına şahit olmak daha fazla ekip dikme arzusu uyandırıyor.
Bir süredir, yaklaşık 15 dönümlük arazinin ıslahıyla uğraşmak, Japon bahçesi ve ona uygun bir ev tasarlamak, geleneksel mimariye göre yapılmış bir barakayı restore etmek ve bana tecrübe namına ne kazandırdı bilemem, ama bilgi, malzeme fikir sahip olduğum her şeyi paylaşmaya hazırım.
Yerleşim planı konusunda müsterih olunuz. Araziniz oldukça düz olduğu için göz önüne almanız gereken birinci husus estetik ve pratik düzenleme olacak. Burası benim çalıştığım konulardan oluyor müsterih olun. Ağaç meselesine gelince: Seçimde de teminde de elimden gelen yardımı esirgemeyeceğimden emin olabilirsiniz. Artık kuryemiz de var.
Ankara’ya kısmet olursa gelecek yılın Mayıs’ında gelmeyi planlıyorum. Zayıf bir ihtimal, ama belki bu Kasım’da da gelebilirim. Kısmet diyelim.
Sözünüzün üstüne söz söyleyecek bir hal kalmadı. Öyle bir dua ettiniz ki bana sadece “Katılıyorum.”, pardon “Âmîn” demek kalıyor.
Kandiliniz mübarek olsun.
Selam ve saygılarımla.
|