Hatice Hanım Siz imrenmeyin diye ballandırıp dallandırmıyor.
Zaten gidişim şahane oldu. Motorla yavaş yavaş etrafı seyreded seyrede ve sık sık yol kenarlarında, ulu meşe çınar agaçları ile kaplı dinlenme yerlerinde sık sık çay molası vererek gittim. 14 km. yolu yaklaşık 3,5 saatte kat ettim. Tekirdağı geçtim. Baktım İstanbul 1oo klm. yazıyor. Dedim botanik bahçesini, bulmadan istanbul yapacağım herhalde.
Fakat sorduklarım hep ileri diyor. Salat yağ fabrikasının karşısında plaj vardı. en son oraya sordum. Sahibi de dertli mi dertli. Burayı ne yapacağız. Burada ne yetişir. Baksana bunlar nasıl oldu. (Tanıştıktan sonra) Toplantı yerinde de bire kadar bekleriz demişlerdi. Neyse. Oradan çıktım ve botanik bahçesine vardım nihayet.
Hava da sıcak mı sıcak. agaçlar net üyeleri oturmuşlar gölgeye, Karşıda deniz manzarası, harika bir doğa, çaylar. Neyse orada biraz kaldık. Ne yapacağıız kararlaştırıldı. İstikamet Ensar Bey'in topraklar.
Bu arada, başta Ensar Bey olmak üzere, Hatice Hanım ve eşine, Küçük Ceren'e, annesine, babasına, Mustafa Bey'e, Mehmet Bey'e toplantıya katıldıları ve bizlere harika bir gün geçirttikleri için çok teşekkürler.
Ensar Bey'in büyük emeklerle yetiştirmiş olduğu bitkileri tek tek dolaştık. Yemek yediğimiz yerde Ceren'le ne kadar uğraştıysak da, kedinin gözlerinden başka bir yerini göremedik. Kangal köpeklerini gördük. Hüsmen Ağa, Yakışıklı ve diğer iki horoz ve tavuklarını, koyunları, domates fidelerini, aklımıza gelmeyen bir çok bitkiyi izleme fırsatını bulduk.
Hatta hatta hakiki tavuk göğsü(Hemde kaymaklı) nü dahi tattık.
Arkadan çaylar demlendi. Çeşitli konularda sohpetler yapıldı. İsterseniz daha yazayım.
SAHİ, NE ZAMAN TOPLANIYORUZ?
|