Yaa arkadaşlar size sadece semizotlarından bahsettim. Çimin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
En nihayet tohumu attık, kapak toprağını kapattık, silindirledik. Ve hemen otomatik sulamayı başlattık.
Birinci gün iyi, ikinci hatta üçüncü gün herşey iyi gidiyor.
Sabah saat 6.30 da bilgisayar vanaları açıyor ve çim alan ilk iki sıra onbeş dakika, daha sonra da üçüncü ve dördüncü sıra da onbeş dakika suluyor.
Saat sekizde ben de toprağı inceliyorum aşağı yuları onbeş cm kadar su işlemiş. Herşey yolunda.
Oğuz'un Dr. kontrolü vardı İstanbul'a geldik ve Oğuz sadece iki gün kaldı. Kendi sebzelerini merak ettiğinden hemen döndü ben birkaç gün daha oyalandım.
Biz İstanbul'dayken sulama tesisatı arıza yapmış. Sulama bittikten sonra hidrafor stop etmemiş ve devamlı çalışmış. Bu durumda motor iyice kızınca ıçindeki suyu kaynatmış ve ertesi sabah ilk etapta çime basılan su kaynar su olunca bir kısım çim yanmış.
Geldiğimde çimi inceledim. Çıkmayan tohum yok ama 4-5 cm boyunda çıkmış olan çimler ölü olarak yatıyor. Yer yer kellikler var.
Oğuz da motor bozuldu, susuz kaldılar diye basmış suyu. Aşırı su toprakta mantarı başlatmış. Bir yandan nem, bir yandan sıcaklık al başına kök boğazı çürüklüğü ve hastalık hızla yayılıyor.
Herkes benim bu çim derdimden bıktı diye Mine hanıma başlıkta soramadım ve telefonla rahatsız ettim, derdimi anlattım.
Sağ olsunlar bana uzun uzun izah etti, Huwasan'ı(dezenfektan) hemen at dedi. Baktım depomda kafi miktarda Huwasan yok. Ne Bandırma-Erdek, ne de Bursa kaldı sormadığım ilaç bayii yok. Yok Allah yok.
Peras da aynı işi görür deyince bu sefer Peras aramaya başladık. Allah razı olsun Selâhattin hoca araştırdı Mustafakemalpaşa'da buldu.
İzmir'den de getirtebilirdik ama acelemiz var ya kargo filan bekliyemiyoruz hemen atmamız lâzım.
Oğuz hemen Kemalpaşa'ya gitti, ilacı aldı geldi ve akşamın dokuzuna kadar 8 depo ilaç attık.
Bir gün bekledik sonra da Flint adlı başka bir ilaç kullandık. Şimdi sıra Turfset ve M.A.P'a geldi. Gelmesine geldi ama semizotu öyle bir bastırdı ki sormayın. Çimi görebilirsek Turfset atacağız.
Geniş yapraklı ot ilacı kullanırız diye düşündük ama kgursan bence elle toplamaya gayret et deyince karı-koca giriştik araba araba semiz otu yoluyoruz.
Geçiriyoruz üzerimize kapişonlu yağmurluklarımızı, yağmur-mamur dinlemiyoruz. Yol babam yol. Allahtan çok kolay geliyor kökleri, toprak ıslak ya ondandır.
Oğuz söyleşe söyleşe yoluyor bense küfrederek yoluyorum. Allahtan duyan yok. Eee millet yağmur yağıyor diye evlerinde oturuyor, bizim gibi deli mi?
Neyse işi biraz kolayladık ama daha çook var.
Sevgili lilium sana yollardım, yoğurtlu sarımsaklı yemeğini yap diye ama ilaç attık ya olmaz. Seni zehirlemek istemem, ileride bana lâzım olabilirsin.
Dediğimde ne kadar haklıyım değil mi arkadaşlar:
Çimin mi var derdin var.