Ali abi, tavsiyeleriniz için teşekkür ederim. İnanın en küçük deneyim aktarımınız bile çok değerli olacaktır. Benim babam da 55 yaşında ve 10 yılı aşkındır Kıbrıs' ta bir kasabada( onlar köy diyorlar) benzer bir yaşam kurdu. Tabii sizinkiyle kıyaslanmaz ama o da orada çapayı, inşaat işini döke saça öğrendi. Sizin tarzınıza da çok benzeyen, çamaşır yıkamayı bile neşeye çevirebilen, sizin gibi, kalp kırmamak için kelimelerini özenle seçen birisi. Belki bu sebeple de sizi kendime yakın gördüm.
Aslında manzara( heleki senin şahane manzaran gibi olanından) isteyişimin asıl sebebi şu; 31 yıldır şehirde doğup büyümüş( bunun 26 yılı da İstanbul) birisi olarak benim için en büyük zulüm; kafamı kaldırdığımda görebileceğim uzaklığın çoğu yerde 100 metreyi geçmemesi ve bunun yarattığı bir çeşit klostrofobi( kapalı alan sıkıntısı). Biraz da bu nedenle, saatlerce yol gitmeyi göze alıp Şişli' den Çekmeköy' e taşındık ama daha 2 yıl geçmeden burası da şehir merkezine dönmeye başladı.
Göz alabildiğine uzak mesafeleri görebilmenin yolu senin de söylediğin gibi yüksek bir mevkiye yerleşmek ve bunun doğuracağı sıkıntıları da tahmin edebiliyorum. Demiştim ya gerekirse el arabasıyla yıllarca toprak taşıyıp bahçemi oluştururum yeterki ferah olsun. Hem bu sayede çevremdeki nüfusun zamanla artma olasılığı da düşük olur gibi geliyor. Su çok önemli mesele tabiiki ve ben binbir çeşit yolu şimdiden araştırıyorum. Yağmur sularını biriktirme, kullandığım suyu arıtma, taşıma vs artık ne kadar çözüm varsa hepsini sağlamanın yolunu bulmalıyım.
Köylülere tepeden bakmak ne demek, haddime mi düşmüş? Onlardan öğrenebileceğim o kadar şey varken bir de tepeden bakma terbiyesizliğini mi yapacağım

Benim annem babam da köyde doğmuş, ilkokuldan sonra şehire yerleşmiş insanlar. Çocukluğumdan beri, onların 60' lı yıllarda Sivas' ın, Malatya' nın köylerinde ne zorluklarla( bir yandan da belki huzurla) yaşayıp, kalemsiz, deftersiz okumaya çalışmalarının hikayelerini dinledim. Ben çocukken kasabadan farkı olmayan Tarsus' ta nenemin bahçesinde dolandım. Aslında çok da uzak bir yaşam değil bana. Kentsoylu bir aile değiliz yani

Ben köylülerden bir şeyler öğreneceğim, elimden geldikçe de coğrafya öğretmeni olarak belki onların çocuklarına bir faydam olacak. Köyden tamamen izole bir yaşam hayalim yok zaten. Köy kahvesinde belki fazla mesai harcamam ama

tarlada, salça yapımında, amcaların-teyzelerin dibinden de ayrılmam herhalde
Ablamıza çok geçmiş olsun. En kısa zamanda iyileşir umarım. Mühendiz ve yavruları gerçekten çok şirinler. Bizi habersiz ve resimsiz bırakmayın lütfen. Takipçileriniz çok fazla biliyorsunuz
Not: Malumatım az bu nedenle saçma bir soru olabilir. Kuyunuz sürekli kuruyormuş. Manzarada yer alan baraj köye çok mu uzak? Şebeke suyunuzu oradan sağlayamıyor musunuz?