HIRVATİSTAN, KARADAĞ, BOSNA-HERSEK GEZİSİ- (3.Gün) Zadar-Sibenik-Trogir-Split
Sabahleyin erkenden kalktık. Tüm gece müzik sesi hiç kesilmedi. Otelimizin balkonundan dün geceki festivalin yapıldığı komşu otel gözüküyor. Sabah saat 07:00 olmuş ve hala bir masada, bir grup şarkılarını söylüyorlar.
Biograd sahilini gezdik. Küçücük ama çok güzel bir şehir. Zadar şehrini ziyaret etmek için tekrar geri dönmemiz lazım, çünkü kaldığımız otelin yeri olan Biograd, Zadar’a göre daha aşağıda.
Hırvatistan’ın en çok ziyaret edilen bölümü hiç şüphesiz ki Dalmaçya kıyıları. Bizde bir gün önceki Plitvice maceramız sonrası Zadar’a vararak, Dalmaçya Kıyılarına ayak basmış ve Adriyatik Denizi kıyılarına da ulaşmış olduk.
Macar Kralı Ladislaus 1409’da Zadar dahil bölgeyi 100.000 Duka altını karşılığı Venediklilere satınca, bundan sonra bölgede İtalyan yaşam tarzı ve eserleri hakim olmuş.
Eski Zadar şehri bir yarımada üzerine kurulu. İki kapısı mevcut. Otobüsümüz Zadar’a varınca rehberle deniz tarafındaki kapıda buluştuk. Otobüste bekleme yaparken bir küçük delikanlının beyaz bir papaz giysisi ve elinde bir muma benzer obje ile anne ve babasının yanında durduğunu gördük. Meğerse çocuğun ilk vaftiz töreni sonrası imiş.
Deniz kapısı, eski bir Roma kapısı üzerine, 1573 yılında Michele Sanmicheli tarafından yeniden yapım olan bir kapı. Kapının içinden geçtikten sonra karşımıza çıkan evin yan duvarı savaştan kalma kurşun izleri ile dolu. Çok daha dramatik örneklerini Bosna Hersek topraklarında göreceğimizi bilmeden “savaşta çok çekmişler” diye düşündük. Ama Bosna da gördüklerimiz karşısında bu duvar hafif bir örnekmiş. Gerçi savaşın azı çoğu değil, hepsi kötü.
|