İstanbul Göztepe'deyim. Sellukam tüm kış boyunca minicik kahverengi bir saksıda, sürekli rüzgara maruz kalan, parmaklılı bir açık balkonun parmaklıklarına dayalı olarak yerde durdu.
Karlar yağdı, saksı toprağının üstü karla örtüldü. Bir kez bile karları alıp temizlemedim saksının yüzeyinden. Saksıyı sarmadım, malçlamadım, bu kış naylon poşete de sarmadım. Öylece geçti kış.
Sadece arada sırada suyunu verdim.
3 haafta kadar evvel, toprağın bir karış kadar üstünden gözler patladı.
Yeniden başladı herşeye sellukam.
Yalnız, yerden iki karış kadar yüksekten sonraki gövde ve dallar kurumuş, oralarda hareket yok. Belli bir yükseklikten sonra bitkinin gövdesinin içi boş.
Toprağa yakın kısmından süren yeni dallar ve kollar sarmaya başladı balkonumun parmaklıklarını.
Belki şanslıydım, belki de sellukanın genel direnci buydu, bilemiyorum.
Saksıda böyle iken, bence toprağa dikilebilir bu nazlı nostaljik güzel...