Kardeş ağaçlar.
Bu kardeşliği sn. Meyvelitepe kardeş bitkiler tezini ortaya attığında fark ettim.
Evet annem limon ve mandalina ağaçlarını soğuk vurmasın diye zeytin ağaçların dibine diktiğinde bu kardeşliği hesaplamış olamazdı.
Yan tarafta soyulmuş, soyunmuş, soğana çevrilmiş bir tarla görülüyor.
Öğle değil mi? Siz doğada böyle toprak gördünüz mü?
Gördüyseniz orada ya insan ya da hayvan müdahalesi vardır. Ya yanmış yakılmış ya da erozyana uğramıştır.
Ya da modern tarımın tüm olanakları kullanılarak kaldıramıyacağı yükün altına sokulmuştur.
Yılda 3 hatta 4 ürün verir hale getirilmiştir. O kadar zirai ilaç ve gübre kullanılmıştır ki, nematotla açık hale gelmiş, kirletilmiştir.
Örneğin domates dikilir. 4 defa (el) toplanması gerekir. Ama öyle olmaz. İlk hasatta masraf çıkar, ikinci hasatta kar elde edilir. 3. hasatta üstte külleme altta nematotlara yenik düşer. Çünkü kullanılan bu zirai ilaçlar ve gübrelerde onu onaramaz.
(Şu pamuklu bit burada da beni buldu.)
Şu dostluğa kardeşliğe hayranım. Koruma altına alınmış limon ağacıları.
Bu kuruma altındaki kan portakalı. Yeni içi kıpkırmızı.
Zeytininizin aromatik (tatlı, nevasetli) olamasını istiyorsanız içine ya da etrafına meyve ağaçları dikin. İnanın herbirinin gerçek tadını bulursunuz. (
kapama'yı kuma'ya gelmiş kadın gibi görmüşümdür)
Evet acami, size katılıyorum. Şu sayfaları açan bir avuç Don kişot' lara selam;
''Gerçekci olun, Don Kişot'lara katılın.''