Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-11-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 2,608
|
bende bunları buldum
''ŞAKAYIK'' KORUMA ALTINDA
Dünyada doğal ortamda 20 türü bulunan ''Şakayık'' bitkisi, en büyük gen merkezi olarak kabul edilen Türkiye'de koruma altına alındı.
''Türkiye Florasında Mevcut Şakayık Türlerinin Tesbiti, Seleksiyonu ve Yetiştirme Tekniklerinin Belirlenmesi'' amacıyla 2001 yılında araştırma başlatan Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, araştırmanın sonucunda, ıslah ve üretimine başladığı ''Şakayık''ı koruma altına aldı.
Enstitünün Süs Bitkileri Bölümü Doğal Süs Bitkileri Uzmanı Erdal Kaya başkanlığında 4 kişiden oluşan ekibin, Türkiye'yi adeta karış karış gezerek yaptıkları araştırmada topladığı şakayıklardan koleksiyon oluşturulurken, ıslah çalışması sonucu elde edilen, Paeonia İdea (Kaya) adı verilen yeni türün tescili için de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğüne başvuruldu.
-''TRUVA SAVAŞLARINDA TIBBI AMAÇLI KULLANILMIŞ''-
Kaya, yaptığı açıklamada, araştırmaya konu olan şakayığın, ilk olarak yaklaşık 4 bin yıl önce ''eski Yunan tanrılarının savaşı'' olarak bilinen Truva savaşlarında tıbbi amaçla kullanıldığı bilinen, otsu ve odunsu formu bulunan, ''çok yıllık'' bir bitki olduğunu belirtti.
Mitolojide, savaşlarda yaralanan bir ''Yunan tanrısı''nın hiçbir bitkinin iyileştiremediği süngü yarasının, Kazdağları'ndan toplanan bir bitkiyle iyileştiğine dair inanışın bulunduğuna işaret eden Kaya, şakayığın, bu nedenle ''Yunan tanrılarının doktoru'' anlamına gelen ''Paeonia'' adıyla literatürde yerini aldığını kaydetti.
Kaya, 14'ncü yüzyılda Uzakdoğu'da yine tıbbi bitki ve süs bitkisi olarak kullanılmaya başlayan şakayığın, Anadolu'da ilk olarak Sultan 4. Mehmet döneminde süs bitkisi olarak kullanıldığını, o dönemde 4. Mehmet tarafından çeşitli Anadolu şehirlerinde toplattırılan şakayıkların, Hasbahçe'ye diktirildiğini söyledi.
-''HASBAHÇE'DEN İTALYA VE HOLLANDA'YA''-
Şakayıkların bu bahçeden İtalya'ya, oradan da Hollanda'ya götürüldüğünü anlatan Kaya, şöyle konuştu:
''Dünyada 20 türü olan şakayığın en büyük gen merkezi Türkiye. Ülkemizde şu ana kadar 9 türü bulunmuştur. Bu türlerin alt türleri ve olabilecek diğer türler, diğer yandan lokasyonlar arası fark da göz önünde tutulursa otsu şakayığın en büyük gen merkezi Türkiye'dir denebilir. Ancak, Fransa tek türü için koruma kanunu çıkarıp, koruma altına alırken, 200-300 yıldır pek çok ülke bu bitkiden hibrit elde etmek için ıslah çalışması yaparken, 40'dan çok ülkede Paeonia dernekleri kurulmuşken, şakayığın 9 türünün bulunduğu Türkiye'de, çiçekle ilgili bugüne kadar maalesef hiçbir çalışma yapılmamış.''
-HEM ÇİÇEK HEM DE EKONOMİK DEĞER-
Kaya, Çin'in yarı mamul tarım ürünleri ihracat gelirinde, tıbbi şakayığın 6. sırada yer aldığını, Hollanda'nın kesme çiçek şakayık ihracatından yılda ortalama 3-4 milyon avro kazandığını, Türkiye ise yıllar önce yıllık 10 ton civarında ''gen kaynağı yumru kök''ün doğadan sökülerek ihraç edildiğini vurguladı.
Koruma altına alınan şakayığın şu anda doğadan sökümünün yasak olduğuna işaret eden Kaya, bir şakayık bitkisinden kök hasadını yapabilmek için 2-3 yıllık ve çiçek hasadını yapabilmek için ise 5-7 yıllık zamana ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
-TÜRKİYE ADIM ADIM TARANDI-
Kaya, doğal ortamda tohumdan bitki oluşumunun çok nadir olduğunu, çimlenebilmesi için iki kere dormansiye (dinlenmeye) ihtiyaç duyan tohumun, kendisini doğal şartlarda muhafaza etmesinin zor olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Bu hususlarda göz önüne alınırsa, zaten endemik ya da nadir olan şakayık türlerinin nesli tehlike altında olduğu acı bir gerçektir. Bu gerçeklerden yola çıkarak 2001 yılında başlattığımız projeyle, ülkemizin tüm bölgeleri taranırken, büyük dağların 500-2500 metre rakımları arasında, kayalık, meşelik, ormanlık yerlerinde şakayığın 43 popülasyonu tespit edildi. Enstitüye beşer bitki getirilerek, kültüre alındı. Sadece floradan toplama işi için 37 bin kilometre yol kat edilen projede, çoğaltım ve yetiştirme tekniklerini belirledik. 2002 yılında da ıslah çalışmalarına başladık. Islah çalışmaları ile elde edilecek yeni çeşitlerle ve doğal türlerimizin üretimi yoluyla, uluslar arası çiçek pazarında yerimizi almamız, önümüzdeki yıllarda mümkün olabilecektir.''
Kaynak: tv8
19.04.2006 11:17:58
|