Begonvilin rengi de vurulmayacak gibi değilmiş, güle güle büyütün Sevgili Özbey.
Aşırma deyince aklıma geldi. Çocukluğumuzda İstanbul'da denizin tertemiz olduğu zamanlarda, İstanbul çevresinde yazlık kamplar olurdu. Genelde yazlık kamplar meyve bahçeleriyle iç içe olurdu. Bir gün dayımın arkadaşı (o zaman delikanlılar) çok güzel görünen tellerle çevrili bir Elma bahçesinden zor bela 3-5 Elma aşırırken bahçenin sahibine yakalanmış. Bahçe sahibi sadece "O telleri hayvanlar girmesin diye çevirdik ama işe yaramamış demek ki" demiş.( ne kıvrak zeka) Bizimki utançtan kıpkırmızı kesilmiş tabii. Kıssadan hisse olarak aklımın bir köşesinde kalan gerçek bir hikayedir.
