Geçen gün saksıların yerini değiştirirken en ağır olanı elime aldığımda, bir şeyler ezdiği fark ettim ama saksı o kadar ağır ki bırakamadım. Solucandır diye düşündüğüm meğer bizim meşhur kabuksuzlardanmış. Birinin canına kıymışım istemeden, ama elimden o kayganlığı çıkarmak nasıl zor oldu anlatamam. 3 kere sabunladım, ancak çıktı.
Bizde de çok çok çoklar... Eskiden yürürken ayağımın altında çıtırdadıklarında çok üzülüp, ayağımı basacak yer bulamıyordum ama o kadar çoklar ki artık alıştım diyebilirim. Kaldırımlarda bile milyonlarcası var.
Soğanlıların hemen her türünü çok seviyorlar. Gün güzelleri topraktan çıkmaya çalıştıkça toprak hizasına kadar yeniliyordu. Bu sene ümidimi kesmiştim ama Allahtan bitki daha hızlı davranıp, boy attı da kurtardı kendini.
