Aslında Sn Epsody'nin oldukça önemli şeyler söylediğini, ancak konu hakkındaki teknik bilgisinin eksikliği ve uslubu nedeniyle düşündüklerini aktaramadığını düşünüyorum.
Öncelikle şunu söylemek isterim, bu konuda bir eğitimim yok, işin kötüsü bu konuda pratiğim de yok sayılır ( kısa bir süre önce başladığım mutfak artıkları ile em turşu yapma dışında ), ancak iş başa düştü hatalarım olursa affola.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mine Pakkaner
Ayrıca güneşin ısı enerjisinin kompostlaşma sürecine hiç katkısı yoktur, alakası da yoktur. Organik bileşenler güneşten aldıkları enerjiyi kompost oluşum sürecinde ısı enerjisiyle nasıl kaybeder? Burada herhalde başka birşey anlatmak istiyorsunuz.
|
Bence dananın kuyruğunun koptuğu yer burası, herkes toprağın aslında canlı olduğu konusunda hemfikir, hem doğayı korumak hem de verim almak için topraktaki canlılığın arttırılması konusunda da hem fikir, ancak benim bildiğim her türlü canlılık aynı zamanda bir enerjiye gereksinim duyar, bu durumda bizim toprağa sadece temel maddeler değil aynı zamanda enerji de koymamız gerekiyor. Peki nasıl koyacağız ? Toprağa yüksek enerji içeren doğal artıktan oluşan organik madde koyduğumuzda havasız ortamda çürüme olduğu için faydadan çok zarar veriyor. O zaman çözüm gübreleştirme (kompostlaştırma).
Bütün doğal süreçlerin enerji kaynağı güneş, dolayısıyla bitkiler de güneşten aldıkları enerjiyi kendi yapılarındaki organik bileşiklerin Karbon ve Hidrojen bağları içerisinde depoluyorlar.
Okuduğum kadarıyla sıcak gübreleşme sürecinde toplam ağırlığın yaklaşık %40-80'i kayboluyor, ayrıca gübre üretimi sırasında su ve karbondioksit açığa çıkıyor. Aynı zamanda gübre yığını yüksek ısılara çıkıyor. Buradan organik malzenin içindeki enerji içeren hidrojen ve karbon bağlarının kırılarak indirgendiğini/yandığını çıkartıyorum. Anladığım kadarıyla gübreleşme organik malzemenin içerisinde kolayca indirgenecek Karbon-Hidrojen bağları bitene kadar devam ediyor. Bu durumda gübreye başlangıçta koyduğumuz organik malzemenin içerisinde kimyasal olarak depolanmış olan enerjinin büyük bir kısmını kaybetmiş oluyoruz.
İşte Sn Epsody'nin bahsettiği sıcak gübre sürecinde kaybolan güneş enerjisi budur. Burada kendisinin önerdiği ( yine EM kullanımında başrol oynayan ) ekşime - fermentasyon- yoluyla gübreleşmede ise bu Karbon-Hidrojen bağları kırılıyor ancak ortaya enerji içermeyen CO2 ve H2O yerine farklı özellikteki organik malzeme (örneğin laktik asit) çıkıyor, bu organik malzeme içinde başlangıçtaki enerjinin büyük bölümü korunuyor.
Gübre içerisindeki işlemleri bilmiyorum, organik kimyadan anlamam, örnek olarak glikoz bulabildim, glikozda ekşime 25 birim enerji harcanıyor ve artan enerji laktik asitte kalıyor, indirgeme/yanma 465 birim enerji (glikozdaki enerjinin tümü) harcanıyor ve sonuçta enerji içermeyen Co2 ve H20 kalıyor. Ekşime ile gübreleştirmede sırasında çok az enerji harcandığı için başlangıçta koyduğumuz organik malzemenin içerisindeki depolanmış enerjinin büyük bölümü son aşamadaki gübrenin içinde bulunuyor.
Yanma/indirgeme yoluyla gübreleşme toprağa düşük enerji içeren indirgenmiş organik malzeme koymamıza imkan verirlen, ekşime ile gübreleşmede toprağa çürümeye/kokuşmaya neden olmadan yüksek enerji içeren organik malzeme koyma imkanı sağlıyor.
Konunun uzmanı olmasam da ikisi arasında önemli bir fark olduğunu, konunun bu işin uzmanı kişiler tarafından hem teorik hem de pratik anlamda incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hatta biraz daha ileri giderek, bugün yaşadığımız bir çok sorunun temelinde bitkiden insana giden doğal besin zincirinin kırılmasının yattığını, bu zincir kırıldığı için tarım alanlarında sürekli eksilen organik malzeme için aşırı kimyasal kullanılırken, büyük şehirlerde ise tam tersine büyük oranda biriken organik maddenin doğal çevrim kapasitesini aştığı için kirlilik olduğunu, ekşime ile gübreleştirmenin insan eliyle bozulan doğal organik çevrimin düzeltilmesinde kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum.