Şeytan uçurtması da çok yapardım. Dört beş tanesini en üst kattaki balkonun trabzanlarına bağlardım. Balkona kargalar, güvercinler gelemezdi. Aşırı rüzgarda ne de çok dönerlerdi.
O zaman kendi el becerilerimiz ile yaptığımız oyuncaklarımızı şimdiki oyuncaklarla mukayese ettiğimde ne çok gülüyorum.
Babam yurt dışından boyuma yakın kocaman bir ağlayan, yatırdığınızda gözlerini kapatan bir bebek getirmişti de ne çok sevinmiştim, her gece yatağımda beraber yatardık.
İri mavi mavi gözleri vardı, adını da maviş koymuştum.
|