View Single Post
Eski 05-03-2010, 19:20   #18
Güler
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,415
Şimdi de ben anlatayım uçurtma maceralarımı....

Hem uçurtma yapmayı hem de uçurmayı çok severim. Öyle güzel yarış yapardım ki mahallenin oğlan çocukları ile. Çoğu kez de benim uçurtmam daha yükseklere çıktığı için kucak kucak kuzu kulakları, keçi boynuzları kazanırdım.

Ben uçurtmayı altıgen olarak yapardım. Marangoza gider yapacağım boya göre üç tane sağlam çıta kestirirdim. Daha sonra da defterlerimizi kapladığımız mavi, kırmızı kap kağıtlarından alırdım bol bol. Bir de metrelerce uzunlukta ip.

Önce üç tane çıtayı tam ortalarından bir cam çivisi ile hafifçe tuttururdum. Altıgenin bütün aralıklarının eşit olmasını ölçerek sağladıktan sonra orta kısmı iyice bağlar ve sabitleştirirdim.
Daha sonra çıtaların uçlarına çeltik atarak, uzunca ve sağlam bir iple altıgeni birbirine tuttururdum. Sonra altıgenin boylarından birer parmak daha geniş kestiğim kap kâğıtlarını hepinizin yaptığı gibi un ve suyla hazırladığım tutkal vazifesini gören yapışkan ile bir kırmızı bir mavi olarak renk renk kaplardım. Tabii göbek kısmına da kocaman bir ay yıldız koyardım..
Kaplama işi de bittimi işin zor kısmı teraziye gelirdi sıra.
Üstteki iki uca tutturulan ip, tam ortaya dengelenir ve bir V harfi yapılır, ayrıca ortadan bağlanan ip de aynı uzunlukta olarak bu V harfine bağlanır. Sonra tam olmuş mu diye hem sağa hem de sola doğru milimetrik olarak ölçersiniz bu ipi.
Terazileme de bittiyse sıra gelir kuyruk terazisine. Yine aynı V yi kuyrukta yaparsınız ama bu tek olur yine de hem sağa hem sola ölçüm burada da vardır.
İşin en zevkli yeri kurukları hazırlamak olur. Renk renk (kırmızı-mavi-beyaz) kağıtları üç parmak kalınlığında birkaç kat katlarsınız. Sonra makas ile yarıdan biraz daha yukarı kadar kesersiniz üst kısmında bir şerit kalır. Onar cm kadar keser de kesersiniz. Sonra bu şerit kısmından tutup, salladınız mı onlar uzun uzun aşağıya dökülürler.
Kuyruk uzunluğunu hesapladıkdan sonra kuyruk ipliğinde özel düğümcüklerle bu kuyruk kağıtları dizersiniz. Kuyruğun en sonuna da daha ağırca (Birkaç kuyruk kağıdını topluca koyarak) bir kuyruk topuz da bağladınız mı iş tamamdır.
Ben de uçarken ses versin diye sağ ve soldaki çıta kenarlarına da renkli topuzlar (kuyruktaki gibi) asardım.
Terazinin tam ortasından dengeleyerek bağladığınız ipin uzunluğu ve sağlamlığı sizin uçurtmanızı taaaa yükseklere çıkartır.


Bir kere rahmetli ağabeyim, ben ve Oğuz abi uçurtma yapmaya karar verdik. Çapı 2m olsun dedik. Aynen yukarıda bahsettiğim şekilde uçurtmayı hazırladık.
Emirgânın üstünde Değirmentepe dediğimiz bir yer vardı (şimdi orası da hep villalar ile doldu) Tepe tamamen boş, tepenin ortasında da kocaman bir yel değirmeni var ama kanatları filan kalmamış.
Uçurtmayı üç kişi oraya kadar zar zor taşıdık. Tabii mahallenin çocukları da peşimizde.
Rüzgar öyle fazla ki uçurtmayı tut tutabilirsen. İpin ucunu bana verseler beni de uçurtacak gibi. Uçurtmayı abim ile Oğuz abi tuttular, ben de ipi belime bağladım ve yel değirmenin etrafında iki tur atarak ipi değirmene iyice dolayarak sabitledik.
Hafif hafif ipi koyvererek uçurtmanın yavaş yavaş yükselmesini seyrederken aldığım zevki şimdi bu satırları yazarken bile çok iyi hatırlıyorum.
Rüzgarın sesi bir yandan, kocaman 2m çapındaki uçurtmanın çıkarttığı ses bir yandan kendi konuşmalarımızı bile duyamıyorduk.
İpi koyverdikçe uçurtmamız yükseldi de yükseldi, öyle güzel süzülüyordu ki size tarif edemem. Kocaman uçurtma yükseklerde tencere kapağı gibi görünüyordu.

Uzun zaman süzüldü de süzüldü, sonra ne oldu biliyor musunuz? Üç kişi ne kadar asıldıysak da onu yukarıdan indirebilmeyi başaramadık.
Yel değirmenine bağlı olarak bıraktık ve mahzun mahzun eve döndük.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön