Hepinize merhaba,
Gün içi internet imkanım olmadığı için takip edemedim. Bayağı yazışmalar yapmışsınız. Alıntı yaparak yanıtlamak isterdim, beçeremedim. Gülmeyin. Bende bir garip kulum
Bana pek çevap düşmemiş. Sağolun, hepiniz zeytin üstüne var olan deneyim ve bilgilerinizi ortaya koymuşsunuz. Ki hazine değerinde bilgiler ediniyorum.
Bazı arkadaşların satır aralarına baktığımda da hala anlaşılamadığımı fark ediyorum.
''Haa, bana kalsa ölü bir alana, rüzgar kessin diye zeytin dikmem zaten. Dikeceksem başköşeye dikerim'' Bu cümlesi için Meyvelitepeye bir açıklama borcum düştüğünü tahmin ediyorum.
Sevgili Meyvelitepe, Ölü bir alanı ekonomik bir değere getirmek istememi zeytine saygısızlık addetmeyiniz. İnanınız ki sizin ağaçlarınıza duyduğunuz sevgiden farklı değil benim duygularım da. Baş köşeye dikeceğim zeytinlerim de olacak. Dikeceğim yer rüzgar altı olduğu için rüzgar kesmek gibi bir amacım da yok. Yanılmıyorsam o Halil beyin amacıydı. Soğuk kesmek için demişti.
Sevgili Zeytinci, Cit muamelesi yapsa da demeyin. Buraya zeytin ekmesem Leylandi gibi ekonomik getirisi olmayan bir ağaç eksem yazık olmaz mı? 320 mt uzunluk? Burda ki aklı yok saymayın. Gerçekten de dikmeliyim. Ama ne? Yaza yaza belli olacak.
Sn.Halil Önen ''Bence Gemlik bu yörenin zeytiniydi. Oradan çıkmamalıydı'' lafınıza katılıyorum. Gemliği kötülemek kastımda yoktur. Sizinde dediğiniz gibi yağının raf ömrü endişemdir. Sofralık zeytinin zahmetine girmek istemiyorum. Yağ eldesi tercihim.
Hepinize saygılar
|