Evimin 50 metre ilerisinde Çarşamba günleri pazar kuruluyor.
Bugün pazar alışverişimi yapmadan önce elime naylon bir poşet alarak, pazarcıların hasar görmüş sebze ve meyvelerini attıkları tezgah arkalarını dolaştım. Neler toplamadım ki... Portakal, Muz, Elma, Çilek, Nar, Domates, Brokoli, Lahana, Marul, Kereviz, Salatalık, Turp, Kabak
vb...
Eve gelip bahçedeki masa üzerine koyduğum et tahtası üzerinde bunları bir güzel ayıklayarak 3-4 mm'lik parçalar halinde kestim. Yarım kova kadar bir karışım oluştu. Tam bir meyve ve sebze kokteyli. Görünümü güzel mi güzel.
1:3:10 oranlarına tam olarak uyma adına aldım elime kovayı ve iki adet poşeti gittim pazarcının elektronik tartısının başına. İki poşet 1,5 Kg'lık Meyve-Sebze kokteylini ölçmeğe çalışırken sabahtan beri tezgah aralarında atık sebze ve meyve topladığımı gören pazarcılar başıma toplandılar;
-
Ağabey sen ne yapmağa çalışıyorsun?
- Bunlardan Enzim yapacağım.
-
O ne ki? Ne işe yarar?
- (Ben de tam olarak bilmiyorum ya) Kahverengi şeker ve su katarak, işte bu gördüğünüz sebze ve meyve atıklarını çürütmeden, büyükçe bir şişe içerisinde organik gübre elde edeceğim.
-
Boş ver ağabey yav. Yarın benim ineği getirip senin bahçeye bağlayayım, sen otunu suyunu ver, iki gün s..sın al sana gübrenin alası.
(Gülüşmeler)
Ahdettim, başarılı bir enzim elde edebilirsem ilk mahsülümü bu yakışıksız espriyi yapan pazarcıya vereceğim.
Oluşacak gazın çıkması için henüz herhangi bir düzenek yapamadım. İlk fırsatta Sayın Sarıcan'ın yaptığı düzenekler birini yapmağa çalışacağım.
Saygılarımla.