Sayın Syıldıran'a katılmamak elde değil. Bizim yörede Vertisilyum hastalığı fazla yaygın değil. Sanırım ithal edilen türler henüz buralara ulaşmadığından olsa gerek. 
Aslında o yöredeki yaygın türleri yetiştirmek yerine hızlı verim almak için ithal türlere yönelmenin GDO'lu ürün kullanmaktan farklı olmadığını düşünüyorum. Çünkü kafa karışıklığından dolayı GDO'nun ne olduğu bilinmiyor. GDO'lu ürün olarak hormonlu domatesler 
vb. televizyonlarda bolca gösteriliyor. Aslında GDO'lu ürünler, belli bir yöreye uyum sağlaması için genleriyle oynanmış ürünlerden başka bir şey değil. Örneğin kuraklığıa daha dayanıklı domates, şeker oranı yüksek şeker pancarı vs. 
Bitki floraları milyonlarca yılda oluşan süreçler. Bir türü, bir başka bölgede yetiştirmek için uzun yıllar inceleme ve gözlem gerekir diye düşünüyorum. Ki Türkiye'de bunun yapıldığını düşünmüyorum. Birisi bir türü getiriyor bir kaç deneme yapıyor, iyi verim alırsa başlıyor pazarlamaya. 
Oysa yukarıda belirrtiğim gibi bu süreç çok uzun olmalı, denetim altına alınan alanlarda üretilerek ayrıntılı gözlemler yapılmalı. Bu yüzden herhangi bir yörenin orjinal türlerini korumak, onların gelişimini ve yaygınlaşmasını sağlamak daha yaralıdır diye düşünüyorum. Böylelikle daha sağlıklı, dayanıklı ve ağaç başına verimi yüksek bahçeler kurmuş oluruz.