Sayın Saka verdiğiniz çok değerli bilgiler için teşekkür ederim. Merakımı gidermiş oldunuz.
Bütün bu bilgiler ışığında şöyle bir benzetme yapmak istiyorum: Genelde bir günü bir insan ömrüne benzetebiliriz. Güneşin ilk ışıkları doğumu simgeler. Bildiğimiz gibi bebekler ilk yıllarda çok hızlı bir gelişim gösterirler. Sonra gelişim yavaşlar. Ve bir gün ölümle son bulur. Bu da güneşin battığı vakittir. Bitkileri de bu döngü içerisinde düşünürsek benzer bir sonuca varırız diye düşünüyorum. Yine bahsettiğiniz biyoritm meselesine geldik. Aslında bitkilerin fotosentezi onların çalışması oluyor, oksijen soluyup karbondioksit vermeleri de uyumaları, dinlenmeleri oluyor. Dinlenmiş bir bitki daha iyi çalışacaktır.
Dün bu konu hakkında nette bilgi aradım, bulamadım. Keşke günün belli saatlerinde bitkilerin neler yaptığına ilişkin bir araştırma yapılsa. Aslında insan, gözlemleriyle de bir takım sonuçlara varabiliyor. Mesela, evlerimizde beslediğimiz dev yapraklı tropik bir bitki var (şu anda ismini hatırlayamıyorum). Onun sarma gibi sarılmış yaprakları gece 2-3 gibi açılıyor. Yaprakların açılırken çıkardığı ses insanı uyandırabilecek düzeyde oluyor. Bu da tropik iklim koşullarına uyum sağlamakla ilgili olsa gerek.
|