sevgili Ülker, balkonunu ziyaret etmek, bunca zamandır yapılan muhabbetlere iştirak etmek harika bir keyifti, ne kadar teşekkür etsem azdır. gezerken hangi birine mest olayım şaşırdım, petunyalara mı karanfillere mi, japonlara mı, hangisine

ikide bir kendimi aa maşallah, ay ayy helal olsun derken buldum.
salı günü ameliyat olmuştum, çarşamba taburcu oldum yatıyordum. gelen geçmiş olsun buketlerine bakıp bakıp keyifle sırıtırken sitemize bakayım da biraz gönlüm ferahlasın dedim. iyi ki de gelmişim. rahatsızlandığımdan beri klavye ve mausu bilgisayar masasının altından kablolarını çekip kanepeye uzatmıştım. her ikisi de kanepenin kolunda böyle garip bir biçimde takip etmeye çalışıyorum.
bu günkü balkon gezisi bir misafirliğe gidip dostlarla bir demlik çayın keyfini çıkara çıkara akşamı etmenin hasretini giderdi diyebilirim. Bu ne güzel gönüldür, Allah gönlünüze göre versin daima.
Bu günlerde durumu nasıl balkonunuzun, şanslı bahçenizin, epeydir yeni haberlerinizi vermemişsiniz merak etmemek mümkün değil doğrusu.
