View Single Post
Eski 10-12-2009, 14:36   #191
mustafa cansız
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-10-2009
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 1
Unutulmaya yüz tutan, ihmal ettiğimiz, eskiden kış gecelerinde, kırıntı niyetine vakit geçirmek için yediğimiz, eğlenceliklerimizden biri de çıtlıktı. Soğuklar başladı, çıtlığın zamanı geldi. Bugün sıra onun. Ondan söz edeceğiz. Yerken çıt çıt ses çıkardığından olacak Batı Akdeniz’de, Teke yöresinde adı çıtlıktır. Adı yöreden yöreye değişiyor. Diğer yörelerdeki adları menengiç, melengiç, çitimik, çitlenbik, çıtımık, buttum, çöğre… Ağacına sakızlak, sakızlık, sakız ağacı da denir. Bildiğimiz yabani fıstık ağacı. Kışın yaprak döker. Meyvesinin yanı sıra ilkbahar, yaz aylarında yenen genç filizlerine sakızlak pürçüğü denir. Güzel kokulu, ekşimsi bir tadı vardır. Yurdumuzda geniş bir yaşam alanı vardır. Meyvelerinin büyüklüğü buğday tanesi kadardır. Buğday tanesinin tam yuvarlak olduğunu düşünün, aşağı yukarı o kadar… Doğadaki her meyvenin kendine özgü renginin olduğunu biliyoruz. Çıtlığın da hamına solgun pembe, ergini mavimsi yeşil diyebiliriz.

Doğamızda yetişen çıtlıklar köylüler için hem bir besin kaynağı hem de eğlencelikti. Köy kadınları hep birlikte çıtlık çırpmaya giderdi. Bunun için özel bir önlük bağlarlar, meyveli çıtlık dallarına ellerinin tersiyle vurarak, meyveleri önlüklerine düşürürlerdi. Olgunlaşmış, ermiş çıtlık taneleri kolayca salkımlarından ayrılır, önlüklere dolardı. Buna çıtlık çırpma denirdi. Çırpacakları çıtlıkları önceden belirlerler, günü gelince bazen de gizlice kimseye haber vermeden çırparlardı. Çıtlık işinde çaktırmadan bir yarış sürer giderdi. Çünkü onlar için kıymetli bir yiyecekti. Gerçekten de kıymetliydi. Tazesi daha lezzetlidir fakat o da diğer meyveler gibi uzun süre tazeliğini koruyamazdı. Çırptıkları çıtlıkları serip kuruturlar, kuruyunca uzun ömürlü olurdu. Çıtlıklar bir çuvala doldurulup kış boyu yenirdi. Bu yağlı tohumlar, çocuklar için de kırıntı niyetine soğuğa karşı faydalı bir besin kaynağı hem de eğlencelikti.

Çiğ ve kavrulmuş olarak yenirdi. Çiği sert, kavrulmuşu biraz daha yumuşaktı. Çıtlığı yemek için sağlam dişler gerekirdi. Yaşlılar dibekte döver, ezmesini yerdi. Aslına bakarsan ezmesi daha lezzetliydi. Fakat vakit alan ayrıntılı bir işti. Yaşlalar bunun için bol vakit bulurdu. Bazı evlerde çıtlığın ezmesinden kahve gibi sıcak bir içecek yapılır, buna çıtlık kahvesi denirdi. Biliyorsunuz eskiden kahve kıttı. Kahvenin olmadığı yerde pek makbule geçerdi. Kahveye göre de daha faydalı olduğu söylenirdi.

Meyvesinden geleneksel yöntemlerle menengiç sabunu yapılıyor. Siirt’te buna buttum sabunu deniyor. Doğamız zengin. Bize türlü nimet sunuyor. Onu koruyalım. Sahip çıkalım. Geleceğe taşıyalım. Doğada hiçbir şey telef olmaz. Çıtlığı sert diye biz yemesek de kuşlar, sincaplar yer. Hele sincaplar severek yer.

Adının yöreden yöreye değiştiğini söyledik. Akseki İbradı yöresindeki adı çöğredir. Bir de türküsü var. Şu çöğrenin yemişi. Sami Demircioğlu’dan dinliyoruz.

mustafa cansız Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön