Bu konuyu basından ve meslek örgütlerinin açıklamalarından takip etmeye çalışan biri olarak çıkardığım sonuçları şu şekilde özetlemek istiyorum:
-Tüm dünyada ilk kez 1994 yılında ticari olarak piyasaya sürülen GDO‘lu ürünler, 1998 yılından bu yana, hiçbir denetime tabii tutulmadan Türkiye‘ye giriyor.
-GDO‘lar konusunda 10 yıla ulaşan bir zaman dilimi boyunca kamuoyunu aydınlatma çabası içinde olan meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, tüketici tüketici kuruluşları, çevreci kuruluşlar ve bilim insanları var ki bunların büyük bir kısmı GDOya hayır platformu adı altında birleştiler.
- Onlar 10 yıldır bu konuda kamuoyunu uyardılar ve GDOyu yasaklayan bir yasa çıkarılması konusunda açıklamalar yaptılar, imza kampanyaları düzenlediler vs..
- Bu konunun TBMM ye taşınıp tartışılması ve meslek örgütlerinden fikirler alınması gerekirken, bir yasa çıkarmak yerine 26 Ekim 2009 da bir yönetmelik çıkardılar. Bu yönetmelik de bu konuyu gündeme taşıdı ve günlerce tartışıldı. Hükümet yönetmeliğin GDO ya yasak getirdiğini savunurken , GDO ya karşı olan grup yasak değil bu yönetmelik kontrollü geçiş sağladığı fikrini savundu. .Yapılması gereken bir yasa çıkarıp bunu tamamen engellemektir dediler.
-Yönetmelikte belli başlı ne vardı : * AB deki gibi %0,9 limiti koyuldu bu limite kadar olanlar GDO suz , bunun üzeri GDO ludur .* GDOlu ürünlere etiket yapıştırılacak ama GDO suz olanlar bunu etikete yazamıyacaklar .* Bir bilimsel komisyon kurulacak GDOların tehlikesiz olanlarına o komisyon karar verip ona göre geçişi sağlanacaktır .*Bebek mamalarında GDOlu ürün kullanılmayacak ve* antibiyotik direnci geliştiren GDO lar ülkeye girmeyecek. ( Yani GDOların ülkeye girişleri belli şartlara bağlanmış , kontrollü bir geçiş var)
- Yönetmelik anayasaya uygun olmadığından, çünkü bir kanuna dayanması gerekiyordu, dava açıldı.
- Yönetmeliğe itirazların olması üzerine 20 Kasım 2009 da yönetmelik değiştirildi. Ne değişiklikler oldu:
Şu maddeler de kaldırıldı
5. madde:
(6) Gıda veya yem, GDO lardan biri ya da birkaçını toplamda en az % 0,9 oranında içeriyor ise, GDO lu olarak kabul edilir.
(7) Gıda veya yemin % 0,5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez.
(8) GDO suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.
Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi değiştirilmiş (b) bendi yürürlükten kaldırılmıştır:
MADDE 11 – (1) Komite tarafından değerlendirilmesi yapılarak Karar belgesinde ithalatı uygun görülmüş GDO ve ürünlerinin ithalatında aşağıdaki hususlar dikkate alınır:
Değiştirilen (a) bendi
a) GDO ve ürünlerinin üretildiği ülkenin yetkili otoritesinden parti numarası, miktarı ve GDO çeşidini belirten belge aranır.
Kaldırılan (b) bendi
b) Ürünün üretildiği ülke dışında başka bir ülkeden yüklenmesi durumunda üretici ülkenin vermiş olduğu belgeyle beraber yüklendiği ülkenin yetkili otoritesince düzenlenmiş, parti numarası, miktarı ve GDO çeşidini belirten belge aranır
(a) bendi şu şekilde değiştirildi:
a) İthalatçı firmadan, GDO ve ürünlerinin üretildiği veya yüklendiği ülke yetkilileri tarafından düzenlenmiş ürünün miktarı ve aktarılan geni belirten belge veya uluslararası akredite bir laboratuvardan alınmış analiz raporu istenir
Ayrıca bilimsel komisyon özerk hale getirildi .
Bunlar eskisine göre daha ilerleme kaydediyordu fakat buna bir geçici madde eklendi :
“GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 26/10/2009 tarihinden önce kontrol belgesi alınmış ürünlerin ithalatında, bu ürünlerin Avrupa Birliğinin kabul ettiği kriterlere uygun olması koşulu ile, bu Yönetmeliğin 6 ncı, 9 uncu ve 11 inci madde hükümleri 1/3/2010 tarihinden itibaren uygulanır
6. ve 9. maddeler ne idi:
MADDE 6 – (1) Her bir GDO için, bilimsel esaslara göre değiştirilmiş gen ya da genler esas alınarak bir defaya mahsus olmak üzere Komiteler tarafından risk değerlendirmesi yapılır.
(2) Her bir risk değerlendirmesinin sonucuna göre GDO lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı ile diğer inceleme konularında herhangi bir olumsuzluğun tespit edilmediğine dair bir karar belgesi hazırlanır. Karar belgesi en az aşağıdaki hususları içerir:
MADDE 9 – (1) GDO lu ürünün Komite tarafından ilk değerlendirilmesinin yapılması amacıyla gen sahibi, aşağıdaki bilgi ve belgelerle Bakanlığa başvuruda bulunmak zorundadır.
Yani bu geçici madde ile ilk yönetmelikten önce ithalat için başvurulmuş GDO lu ürünlerin 1 Mart 2010 na kadar risk değerlendirilmesi yapılmadan ülkeye girmesine müsade ediyor.
Yönetmelik çıkarıldığında bu ürünleri kontrol edebilecek 3 laboratuvar vardı Türkiye de.Yönetmelikten sonra yönetemeliğe göre kontrol yapacak laboratuvarların eksikliği farkedildi ve 4 laboratuvar daha kurulması için talimat verildi.
Son durumda ise danıştayın bu kararıyla ne 1. ne de 2. yönetmelik uygulanmayacak yine bir boşluk oluştu.
Şu sonuca gelmek istiyorum.
Bütün uyarılara rağmen GDO konusu senelerdir ihmal edilmiş bir konudur.
Şu anda yapılan yönetmeliklerle ise 'eskiden hiç düzenleme yoktu şimdi biz bu şekilde hiç olmazsa kontrol altına aldık ' denilmeye çalışılmaktadır.Oysaki bu yönetmelikler de tam bir yasaklama getirmemektedir. Bunun yerine bu kadar hassas bir konuyu ,TBMM ye getirip tartışılmasını ve GDO yu tamamen engelleyen bir yasanın çıkarılmasını sağlamak neden bu kadar zor?
Acil çözüm içinürettklerini iddia ediyorlarsa 7 yıldır neden bu yasa çıkarılmamış ve ertelenmiştir hala da yönetmeliklerle savuşturulmaya çalışılmaktadır.
Şu anda acilen yapılması gereken hemen bu konunun TBMM ye taşınması ve GDO yu tamamen engelleyen bir yasa çıkarılmasıdır. Bu meselenin kökten çözümü budur. Ve bu ürünlerin ülkeye girmesini engellemek için de yeterli sayıda labaoratuvar oluşturulup çok güçlü bir kontrol / denetim sistemi kurulmalıdır. Aynı şekilde ülke içinde GDOlu üretim her ne kadar yapılmıyor GDO lu tohum girmiyor densede bunu denetleyen sıkı bir sisteme ihtiyaç olduğu kesindir.
|