Karanlık cezası
Sayın Hüzün,
Karanlığa alma yazımı tekrar okursanız, bunu sadece sürekli yaprak verip marul gibi büyüyen menekşeler için tavsiye ettim.
Sizinki açmış ve çiçeksiz kalmış.
Biraz daha detaylı yazayım. Canlılarda olmazsa olmaz şart stressdir. Eustress ve distress. Yararlı ve zararlı diye ayırabiliriz.
Biri büyüme,eş tutma su bulma yani yaşama güdüsünü tetikleyen eustress dir. Kaçma saklanma yem olmama,iş kaybetme,hasta olmama korkusu bunlardır.
Distress ise, gelişimi çevre ile psikolojik başlayıp fiziksel bozulmalara ve sonunda ölüme kadar giden distressdir. Bitkilerde ise baharın gelişi uyanma, kışa hazırlanma hep bir tetiklenme ile olur. Gün ışığı ve hatta gezegenlerin dizilişi çiçek açmayı tetikler.
Beraberliğimiz sürerse yazın resmini koyacağım soğanlı bir çiçek etrafınızda iklim ne olursa olsun var ise aynı anda aynı konumda açmış veya tomurcuk olacaktır.
Yani turfandası yok. Eş zamanlı açım var.
Çeşme-İstanbul-Niğde ve Orta Asyada aynı anda açtılar.(Test ettım.)
Böyle bir dengeler zincirinde iş yürürken karanlığa kapatma büyüme sürecine dur demek şaşırtmak anlamında bir oyundur. Büyüme yapraklanma şeklinde olduğu gözlemle sabitse. Karanlık ne yapacak, tabiri caizse el frenini çekecek ve büyüme ışıksız duracak.
Tekrar ışığa koyunca çiçeğe dönecek beklentisidir.
Aynı şekilde kışın kaktüsleri ısı müsaitse sıcak odada susuz ve gün ışığını uzatmak için tepe lambası ile açtırmak, çöpçü tabir edilen akvaryum balıklarının akvaryumuna bir iki buz kalıbı atmakla üremeye zorlamak mümkündür.
Doğal ortamlarında kaktüsde gün uzun su yok, balıkta nehirde baharda dağlardan gelen buz var. Yaptıklarımız aslında birer doğal ortam simülasyonudur,taklididir.Doğasına benzetmektir.
Saygılar
Düzenleyen Sevilay : 05-12-2009 saat 23:36
Neden: Paragraf
|