Her fırsatta ormandayım, yüzlerce kitap okudum, sayısız kurs gördüm.
22 yıldır mantarlarla ilgileniyorum. Bunca senenin birikimiyle sonunda diploma sahibi olacak kıvama geldiğimi düşündüm.
Ve işte diploma günü: 2006 Eylülünde Alp dağlarında oteldeyim, bir hafta boyunca dışarı adım atamadım. Sabah 8.00'den, akşam 22.00'ye kadar sınıfta mantarları inceliyoruz. Hocalarla aram iyi neyse ki. İlk gün bize yirmi çeşit mantar gösterdiler, ben hepsinin Latince ismini bildim. Zehirli mantarların tespiti konusunda da sorun yok, böylece sınav sınıfına girmeye hak kazandım.
Salı günü, otuz tehlikeli mantar arasından altı tanesini yazma sınavı. Her birisinin tanımı bir dosya kâğıdı uzunluğunda, terimler fazlasıyla teknik, çok terledim ama notum iyi.
Fakat cuma özel bir gün; 7.00'de "Gıda Kanun ve Yönetmelikleri", 8.00'de "Toksikoloji", 9.00'da "Ticari Mantar Kontrol Teknikleri", 10.00'da "Biyoloji, Teori, Tarih ve Latince", 11.00'de dananın kuyruğu!
Bir masada yetmiş çeşit mantar, hepsinin bilimsel isimlerini ve yenebilir, yenemez, zehirli ya da öldürücü olarak sınıflandırılması... Zehirli bir mantarda yanılanı ikinci kez sınava almıyorlar.
Ve saat 12.00: Mantar uzmanıyım! İsviçre Sağlık Bakanlığı bana toplanmış mantarları kontrol etme, her türlü mantar ticaretinde sertifika yazma ve kurs verme yetkisi verdi.
Ama ben bir sene önce, 2005'te yurda geri dönmüştüm. Yaklaşık üç yıldan bu yana Türkiye'nin mantarlarını inceliyorum.
Amatör mantar toplayıcıları için yaklaşık 300 çeşit mantarı konu edinen bir kitap yazmayı, donanımlı bir internet sitesi hazırlamayı ve Türkiye'nin ilk mikoloji kulübünü kurmayı hedefliyorum.
Halka açık seminerler vermek, arazi çalışmalarına katılmak, böylece Türkiye'de konuya meraklı kişilerle bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak beni sevindiriyor.
|