View Single Post
Eski 03-12-2009, 22:51   #1
J.Barutçiyan
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 17-06-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 73
Mantar: Ne Hayvan Ne Bitki, Başka Bir Âlem

Eski Bir Balıkçının Mantar Uzmanı Olarak Portresi

Düşünüyorum da, mantarlarla ilgilenmeye başlayalı neredeyse çeyrek asır olmuş. Yolum İsviçre'ye düşmeseydi, doğaya meraklı bir yapım olmasaydı, tüm dünyada sayılan bini geçmeyen mikologlardan biri olamazdım büyük olasılıkla.

Bugün hiçbir üniversitede kurulmuş bir mikoloji kürsüsü yok. Mikologlar, genelde değişik bilim dallarından ya da sadece araziden gelen araştırmacılar. Bu konuda sadece İsviçre Sağlık Bakanlığı onayıyla Vapko adlı bir kuruluş mantar uzmanı diploması veriyor. Ben de diplomamı Vapko'dan aldım ve böylece bu mikoloji diplomasının İsviçre dışında yaşayan tek sahibi oldum.

Şimdi biraz geçmişe dönelim, mantar toplamaya dair hiçbir anımın olmadığı kadar geriye: Yıl 1984... İsviçre'de yaşıyorum, çocukluğumdan beri doğaya tutkunum.
Alp dağlarında balık tutmanın, Saros Körfezi'nde dalmak kadar zevkli olmadığını anladım ve bir sonbahar günü ormana dalmaya karar verdim.

Ormana girdim ve mantar virüsü bana da bulaştı. Pek çok insanın, ellerinde sepetlerle mantar topladığını gördüğümde çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Meraklıyım ya, biraz balıkçı muhabbeti yaparız diye heveslenerek yanlarına sokuldum. Ama bu mantarcılar tuhaf insanlar; sohbete icabet etmedikleri gibi bir de üstüne size kötü kötü bakıyorlar.

Onlara takılmış, ormanda yürüyorum. Cahildim o zamanlar, üzerine basıp geçtiğimiz o şeylerin" kilosunun bugünün rayiciyle 80 TL civarında olduğunun farkında değildim. Meğer bazı mantarlar pek kıymetliymiş. Mantarcılar meralarını birbirlerinden özenle saklarlarmış, öylesine değerliymiş ki bazı meralar, babadan oğula geçermiş.

İlk orman ziyaretimde, dışlanmanın verdiği hınçla ve hırsla topladım birkaç kilo mantar, çıktım ormandan. Yolda bir arkadaşla karşılaştım, elimdeki mantarları görünce, "Kontrol ettirdin mi?" diye sordu bana.
Pek bir şey anlamadım, daha bizim oturduğumuz köyde doktor bile yok! Güldü arkadaşım. Meğer her köyde bir mantar uzmanı olurmuş, toplanan tüm mantarları o kontrol edermiş.

Adresi alıp gittim. Yaşlıca bir teyzeydi uzman, önce gülerek karşıladı beni, sonra da hiç acımadan bir koca torba dolusu mantarımı olduğu gibi çöpe attı. Mantarlar asla naylon torbaya konmazmış. Ben nereden bilebilirdim, en iyi mantar bile hava geçirmez ortamda bozulur, yiyeni zehirleyebilirmiş.

Daha ilk günden bir sürü şey öğrenmiştim: Mantarları topladığımız yerde temizlemeliymişiz, oysa benim torbamda mantar kadar toprak, çalı çırpı, pislik de var. Mantarları düzgünce kesmek için mutlaka çakı taşımalıymışım yanımda. Zaten günde bir kilodan fazla mantar toplama hakkım da yokmuş, ama bu sefer affedilmişim...


Düzenleyen J.Barutçiyan : 04-12-2009 saat 00:32
J.Barutçiyan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön