Ne zaman yeni kaktüs ve hikaye ile geri döneceğinizi beklerken "ya sevgili Kartalpin yazmazsa, yeni kaktüsü ile tanıştırmazsa"

diye içimde endişe vardı! Beklediğime değdi, yine şahane bir kaktüs ve çok nefis bir hikaye, ellerinize ve yüreğinize sağlık.
Yazdığınız "iç yolculuk" ile ilgili bir kaç kelam edemeden duramayacağım. Duygusal olarak etkilenmemi sağlayan mesajlar (Bugün ki sizin mesajınız ve dün ki Hozat'ın
Bir öğretmen tanıyorum gibi) ya da bir film izlerken etkileyici bir replik filmden koparır sizi ve iç sesin konuşmasına dalarsınız ya, işte öyle. Böylesi durumlarda; hüzün ve sorgulama dolu bir koskocaman bir gün hatta günler iç yolculuklarla geçiyor. İnsan hani kendisini suçlarken, savunmasını da mazeretler eşliğinde sunamaz ya, bilir ya doğrusunu, mazeret uydururken bulduğunda da kendini yine suçlar ya... İşte öyle bir hal içinde debeleniyorum iki gündür

Aslında ortada ne bir suç vardır, ne de suçlu ama bir sorun oluşmuştur. Adını bildiğiniz halde dile getirmekten çekindiğiniz, fısıltı halinde söyleseniz bile çığlık atmış gibi hissedeceğiniz. İçinizin bildiği, beyninizin içinde debelenen adı dillendirilmek istenmeyen. İşte bu iki mesaj; sizin
Sefer ve Hozat'ın
Bir öğretmen tanıyorum’u beni benden aldı, hüzünlere sardı diye şarkı kıvamında bir söz ile noktalayayım
Ayakkabı kutularında getireceğiniz nice seferler ve onların hikayeleri ile sık sık burada okunmak için beklenildiğiniz biline
