View Single Post
Eski 10-11-2009, 22:31   #50
karinca70
Ağaç Dostu
 
karinca70's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,235
Başbakan, Tarım Bakanı'na hesap sormalı

Kemal Özer - BAŞBAKAN TARIM BAKANINA SORMALI
www.gidahareketi.org

Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) konusundaki tartışmalar vatandaşın bilinçlenmesini sağladı. Başbakanın gerekeni yapması zorunluluğuna işaret eden Sağlık Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer, Başbakanın Tarım Bakanı Mehdi Eker’e “Bu nasıl yönetmelik, yasakladık diyorsunuz ama yasaklamak için bu kadar kapsamlı bir yönetmelik mi olur?” demesini beklediklerini vurguladı.

GDO’NUN TAŞERONLUĞUNU YAPANLAR VAR

Bazı kesimlerin GDO’ya karşı olanları itham etmesi noktasındaki gelişmelere de değinen Kemal Özer, “İtham edenlerin yaptığı, taşeronluk ve cehaletlerinden kaynaklanan yağcılıktır. Yandaş görünme çabasıdır. Bunların bir kısmı GDO’cuların danışmanı ve bu işten nemalanan çevreler. Bunların bir kısmı gerçeği bildiği halde örtmek için çalışıyor bir kısmı gerçekten bile habersiz” ifadelerini kullandı. Özer, vatandaşlara soya lesitini içeren gıdalardan uzak durmasını tavsiye etti.

GDO TARTIŞMADI BİLİNÇLENDİRDİ

GDO konusundaki tedirginliğe rağmen halkın bilinçlendiğini, Tarım Bakanlığının ise ciddi zihin karışıklığına neden olduğuna işaret eden Kemal Özer, halkı GDO’suz ürün kullanmaya çağırdı,


GDO ile ilgili gelinen son noktayı gazetemize değerlendiren Sağlık Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer, Tarım Bakanı ve Bakanlık yetkililerinin ‘GDO’yu yasakladık’ şeklinde gerçeği yansıtmayan beyan ve bu beyanlarını desteklemek için yaptıkları açıklamalar ciddi bir zihin karmaşası ve bilgi kirliliğine neden olduğunu açıkladı. Bakanlığın gelecek eleştiriler için kendisini hazırlamadığı, yani hazırlıksız yakalandığı için panik durumunda ciddi hatalar yaptığına işaret eden Kemal Özer, “Buna seviniyor olmakla birlikte toplumda ciddi bir anlam kayması oluşmasına neden olmakta. Ancak her şeye rağmen GDO’nun olumsuzluğunun artık büyük bir kabul görmesi sevindiricidir. Bu toplumsal bir bilinç oluşmasına katkı sağlıyor” dedi.

BAŞBAKAN, TARIM BAKANINA HESAP SORMALI


GDO ile ilgili gündemdeki tartışmaların halkı tedirgin etmesini gayet normal bir durum olarak değerlendiren Kemal Özer, “Tedirginlik iyidir ama bu tedirginliğin bir bilince ve tepkiye dönüşmesi gerekiyor. Ok yaydan çıkmıştır ve elbirliği ile hedefe varmasını sağlamalıyız” diye konuştu. Başbakanın domuz gribinde olduğu gibi bu konuda da gerekeni yapması gerektiğine işaret eden Kemal Özer, Başbakanın Tarım bakanına, “Bu nasıl yönetmelik yasakladık diyorsunuz ama yasaklamak için bu kadar kapsamlı bir yönetmelik mi olur. Yasaksa kurula ne gerek var. Yasaksa laboratuarlarda analiz yapar yanlış yabanı cezalandırırsınız. Madem GDO’yu yasakladık diyorsunuz bu yönetmelikte nende yüzde 0,9’un altındaki GDO’lu ürünleri GDO’suz kabul ettiniz. Neden çocuklar için yasak istisnası koydunuz diğerleri için koymadınız. Hatta madem GDO’yu yasaklamak istiyorsunuz hala neden dünyanın en büyük GDO’cusu Montasto ile ortak deneyler yapmaktasınız? Halk bana soruyor bende cevap veremiyorum” demesini beklediklerini vurguladı.

TAŞERONLUK YAPANLAR VAR

Bazı kesimlerin GDO’ya karşı olanları itham etmesi noktasındaki gelişmelere de değinen Kemal Özer, “İtham edenlerin yaptığı, taşeronluk ve cehaletlerinden kaynaklanan yağcılıktır. Yandaş görünme çabasıdır. Bunların bir kısmı GDO’cuların danışmanı ve bu işten nemalanan çevreler. Bunların bir kısmı gerçeği bildiği halde örtmek için çalışıyor bir kısmı gerçekten bile habersiz” ifadelerini kullandı.

VATANDAŞ GDO’SUZ ÜRÜNLERE YÖNELMELİ

Son olarak tedirgin olan vatandaşın yapması gerekenleri anlatan Kemal Özer, şöyle devam etti:

“Bugün, sızma zeytinyağı dışındaki tüm yağlar GDO içerir. Kanola, mısır, pamuk yağı gibi yağlardan kesinlikle uzak durmalılar.

Soya lesitini içeren tüm gıdaları tüketmemeliler.

Süt mısır diye satılan mısırları asla almamalılar.

Mevsimsiz sebze meyve yememeliler.

Tavuk ürünlerinden sakınmalılar.

Gazlı içeceklerin hiçbirini tüketmemeliler.

Light ya da şekersiz denilen ürünleri asla kullanmamalılar.

Mısır şurubu ile üretilen tüm ürünlerden sakınmalılar.

Bir ürünün içeriğini ve katkılarını mutlaka kontrol etmeliler.

Burada önemli olan iki şey var. Birincisi tüketici arz edilen ürünleri tüketme alışkanlığından vazgeçmeli. Bunun yerine kendi talebini oluşturmalı. Bu nedenle GDO’suz ürünleri tüketmez GDO’suz ürünlere yönelir isek üretici bunu asla göz ardı edemez. İkinci olarak ise siyasi iradeye baskı uygulamak. GDO yasaklamak istiyorlarsa bu tür sorunlu yönetmeliklerle değil açık açık yapmalılar. Bunu talep etmeliyiz. Bizim geleceğimiz ve sağlığımız tartışma konusu olmaz ve bu durum birkaç bürokratın insafına terk edilemez.”



ZİRAAT MÜHENDİSLERİ GDO’YA KARŞIYIZ




Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Motuk, GDO tartışmaları nedeniyle, hiç bir şekilde GDO'lu sebze meyve üretmeyen yerli üreticinin zarar görmeye başladığını söyledi.








Motuk yaptığı açıklamada, genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO), bir canlının gen dizilimine çoğunlukla verimi artırmak amacıyla müdahale edilerek oluşturulan yeni organizmalar olduğunu belirtti. 
GDO'lu ürünlerin daha ucuz maliyetle daha yüksek fayda sağlamasına karşın, sakıncaları konusunda henüz yeterli bilimsel bilgiye sahip olunmadığını anlatan Motuk, ''Ancak pek çok bilim adamı ve ziraat mühendisi, bu GDO'ların büyük sakıncaları olduğu görüşünde. Biz de oda olarak GDO'lu ürünlere Türkiye'nin ihtiyacı olmadığını, ülkemize girişlerinin tümüyle yasaklanması gerektiği düşüncesindeyiz'' dedi. 
Genetik değişikliğe uğramış tohumlara, böceklerin ve virüslerin sebep olduğu hastalıklar ile yabani ot öldürücülerine karşı direnç sağlayacak özelliklerin kazandırıldığını ifade eden Motuk, şunları kaydetti: 
''Oysa Türkiye'de şu an üretilen, hatta domuz gribi salgını nedeniyle bolca tüketilmesi gereken sebze ve meyveler, haksız yere kötülenmeye başlandı. GDO tartışmalarının başladığı günlerde semt pazarları yarı yarıya boşaldı. Yaşanan GDO tartışmaları nedeniyle, günahsız yerli üretici büyük zarar görmeye başladı. Genetiği değiştirilmiş ürünle ebter (üründen tohum alınamayan) tohumlu ürünleri vatandaş bu bilgi kirliliğinde birbirine karıştırıyor. Bunun tam aksi Türkiye'de yetiştirilen hiç bir sebze ve meyvede GDO yoktur. Zaten ürünlerimizde GDO olsa, bu konuda çok hassas olan AB pazarına bir kilogram ürün ihraç edemeyiz.''





GDO'LU ÜRÜNLER HANGİLERİ?




Türkiye'ye girişi daha önce yasak olmasına rağmen GDO'lu mısır, soya, kanola, papaya, pamuk ve kolzanın ülkeye yaklaşık 8 yıldır giren ürünler olduğunu belirten Motuk, şöyle devam etti: 
''GDO'lu mısır, nişasta yapımında, çocuk maması ve nişasta bazlı şeker yapımında kullanılıyor. Soyadan ise pek çok süt ve süt ürünü üretilebiliyor. Yani mısır ve soya kullanılarak üretildiğinden şüphelenilen işlenmiş ürünler tercih edilmemelidir. Ayrıca ülkemizdeki yüzde 100 buğdaydan üretilmiş makarna, kuskus, pirinç, arpa ve yulafta hiç bir şekilde GDO yoktur. Buna karşın, etikette açıklanmadığı takdirde mısır, soya yağı, pamuk tohumu ve kanola yağı büyük ihtimalle GDO içerir. Saf zeytin, hindistancevizi, susam, ayçiçeği, badem, üzüm çekirdeği ve yer fıstığı yağı tercih edilmelidir ve mısır şurubu değil, kamış şekeriyle üretilmiş reçel, tatlı ve jöleyi satın alın.

karinca70 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön