"GDO suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz" ve ürün etiketlemesi sadece o ürününün içinde ne olduğunu
belirtmek için yapılırmış. mış mış Bunu Tarım bakanı Mehdi Ekerde söyledi..
Etiketlemenin dünyada kabul gören yasal tanımlaması bu imiş...
Bayağı güldüm buna.. ona bakarlarsa gıdaların içindeki belirli proteinlere alerjisi olan bundan dolayı hasta olan kişileri korumak içinde etiketlerde mecburi beyan zorunlulukları olabiliyor. Ve etiketle yapılan bu uyarılar birçok Avrupa ülkesinde zorunlu ve yönetmeliklerle tanımlanmış durumda..Mesela Çölyak hastalığı ve glutensiz ürünler gibi..
Eğer bu etiketleme çalışması çeşitli hastalıklar için yapılıyorsa GDO lu ürünler için niye yapılmasın..Çok belliki milyar dolar bütçeli GDO şirketlerinin elleri hükümetlerin üzerinde. Sadece Türkiyede değil, bütün dünyada böyleler bu şirketler.
Köşe yazarı Gila Banmayor, bugünkü yazısında şöyle demiş:
Bu arada GDO karşıtlarının da doğru dürüst seslerini duyamıyoruz.
Bu kadar kargaşa, gürültü patırtı arasında ya ne dedikleri anlaşılmıyor, ya da seslerini tuhaf komplo teorileriyle ortaya çıkan profesörler bastırıyor.
Hatırlıyorum Fransa’da GDO’lar tartışıldığı günlerde şimdi Avrupa Parlamentosu’na girmiş olan çiftçi lideri Jose Bove açlık grevi yaparak taleplerini kabul ettirmişti Fransız hükümetine.
Varsa öyle güçlü bir ses çıksın ortaya.
Bizde bu günlerde GDOları tartışıyoruz, şu fransız çiftçi lideri Jose Bove propagandasını neyin üzerinden yapmış ta kazanmış, merak ediyorum, Türk toplumuna anlatmasını isterim..Belki çevre,gıda ve tarım politikaları üzerine çalışan sivil toplum kuruluşlarımız bir araya gelir, bu zatıda buraya konuşmacı olarak davet ederler..Bizde ondan öğrenir, aynısını yaparız..
Bu arada ntv de Hakkı devrimle birlikte yapılan bir programda, GDO larla ilgili bir kongrenin Tema vakfı tarafından önümüzdeki günlerde düzenleneceğini söylemişti. İçeriği ve etkinliği konusunda bilgisi olan varmı?. Baktım sitelerinde birşey göremedim..
Birde arkadaşlar, biz kutuplarda konumlanmış bir ülke değiliz. Çok az ülkeye nasip olan havadan, güneşten, sudan nasibini alabilen en verimli fertile topraklara sahibiz, nasıl oluyorda kala kala bu GDO lu ürünlere kalıyoruz anlamıyorum?
Acilen, devletin tarım havzalarını olgunlaştırmasını, buralardaki yapılaşmayı ve bölünmeyi engellemesini, organik tarım yaparak para kazanmaya dünden razı çiftçilere yer gösterip, organize ederek, tarıma ihalelerle teşvik etmesini, istatistiklerle üretim potansiyelini ve fiyatlandırmayı kontrol dahilinde tutmasını, ve sıkı denetlenmesini talep ediyorum..
Tarım bakanlığı ve tarım birlikleri ne yapıyor, çıksın bize anlatsın, bu ülkeninin GDO lu ürünlere ihtiyacı yok..bu kadar...
|