View Single Post
Eski 07-11-2009, 19:32   #34
tuan_a
Yeni Üye
 
tuan_a's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-10-2009
Şehir: Yurtdışı
Mesajlar: 22
GDO’ya Hayır Platformu tarafından 3-4 Temmuz tarihleri arasında Ankara Petrol-İş Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen forum ve eşgüdüm toplantısında, genetiği değiştirilmiş ürünlerin sağlık, biyolojik çeşitlilik, tarımsal üretim ve ekonomi üzerinde oluşturduğu tehditlere dikkat çekilerek Türkiye’nin GDO’ya karşı acil önlemler alması gerektiği belirtildi.

Toplum sağlığını, gen kaynaklarını ve biyoçeşitliliği korumak, herkese eşit besin ve tarımda kendi kendine yeten bir toplum için GDO’ya Hayır diyen 30 kadar sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle oluşan platform temsilcileriyle birlikte akademisyenler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı temsilcileri, çiftçiler ve konuya duyarlı kişilerin katıldığı toplantıda “Biyogüvenlik, Tarımsal Sürdürülebilirlik Açısından GDO’lar” ve “GDO’nun Sağlık Açısından Riskleri” konularında çeşitli sunumlar yapıldı.

Forumda konuşan GDO’ya Hayır Platformu Sağlık Bilim Komitesi’nden Dr. Serap Başkaya GDO’ların insan sağlığı açısından çok önemli tehditler içerdiğini söyledi. Yabancı genlerin bitkilerin DNA’larına rastlantısal olarak yerleştirildiğini belirten Başkaya, “Henüz bilimin tam anlamıyla çözemediği DNA yapısına gelişigüzel yerleştirilen genler beklenmeyen tehlikeli sonuçlara yol açabilir” dedi. Başkaya, genetik mühendisliği yoluyla bazı allerjen bitkilerden alınan genlerin allerjen olmayan bitkilere aktarılması sonucu, bu bitkileri tüketen allerjik yapıya sahip bireylerin riske atıldığına dikkat çekti ve konuyla ilgili olarak yapılan araştırmalardan örnekler verdi.

“1980’lerin sonunda Japonya’daki Showa Denko firması transgenik bir bakteriye ürettirilen triptofanı ABD’de satışa sunmuştur. Aylar içinde ürünü kullanan kişilerde nörolojik sorunlarla birlikte giden Eozinofili- miyalji sendromu ortaya çıkmıştır. Bu sorunları yaşayan 1500 kişide kalıcı hasar gelişmiş, 37 hasta kaybedilmiştir. Ancak bu durum hekimler tarafından fark edilmesine rağmen ürün piyasadan çekilene kadar aylar geçmiştir.”

Toplantıda konuşan bağışıklık bilimi uzmanı Doç. Dr.Şükran Şahin ise GDO’ların ve GDO’lu ürünlerin canlılarda, kanserden çok daha tehlikeli reaksiyonlara yol açabileceğini belirterek bir yurttaş, bir hekim ve bir anne olarak GDO’lar karşısında ciddi kaygılar taşıdığını vurguladı.

Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar ise GDO’ların yerel gen kaynaklarımızı ve tarımsal üretimimizi ve topraklarımızı ciddi anlamda tehdit ettiğini belirterek “Çok uluslu şirketler genleri patentleyerek genetiği değiştirilmiş tohumlar üzerinde hak iddia edebiliyor. Bizlerin bir an önce gen kaynaklarımızı koruyacak önlemler almamız gerek. Şimdi bunun Kurtuluş Savaşı’nı vermenin zamanıdır” dedi.

Ziraat Mühendisleri Odası'ndan Gökhan Günaydın ise Türkiye’nin mısır, soya ve pamuk tohumu konusunda dışa bağımlı olduğuna dikkat çekerek hatırlatarak bu ürünlerin büyük bölümünün GDO mısır, soya ve pamuk yetiştiricisi ülkelerden ithal edildiğini hatırlattı. Altı yıldır Türkiye’ye GDO’lu ürün girdiğini söyleyen Günaydın, işleme sanayinin her alanında (soya ve mısır yağı, unu, nişastası, sakkaroz, fruktoz vb) bu ürünlerin kullanıldığına işaret etti. “GDO’lar konusunda önlem almayarak tüketicinin sağlığını tehlikeye atmakla kalmıyoruz, üretimi de tehlikeye atıyoruz” diyen Günaydın, süreç böyle devam ederse Türkiye’de kendine özgü tür kalmamasından endişe duyduğunu anlattı. Günaydın ayrıca şekerlemelerde yan ürün olarak kullanılan mısır ithalatı lobisine fayda sağlamak için kar eden ve 7 milyon kişiye istihdam sağlayan şeker fabrikalarının özelleştirilmeye çalışıldığını da sözlerine ekledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nden Dr. Vehbi Eser, Türkiye’nin taraf olduğu Cartagena Biyogüvenlik Protokolü gereği hazırlanan Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağı’ndan söz ederek taslakta “bebek mamalarında GDO kullanımının tamamen yasaklanması” ve “sekiz gümrük kapısında GDO analiz laboratuvarları kurulması” yönünde maddelerin yer aldığını söyledi. Eser, bir ürünün GDO konusundaki şüpheleri olan tüketicilerin, Tarım İl müdürlüklerine numunelerle birlikte başvurarak bilgi alabileceklerini ve ürünlerin GDO olması halinde tohumları ithal eden firmalar hakkında halk sağlığına aykırı hareket etmekten yasal işlem başlatılabileceğini de belirtti.

2004 yılında dünyada GDO üretiminin 75 milyon hektara ulaşmasının beklendiğini aktaranVehbi Eser, genlerin dünya pazarında alınıp satılabilen bir ticari meta olduğunu ve transgenik tohum pazar değerinin 7 milyar dolara ulaştığını söyleyerek “Bugün insanlar için gıda programları üretilmeye başlandı. Belki de 50 yıl sonra insanlar kendi gıda tercihlerini yapamaz duruma gelecekler” dedi.

Toplantıda konuşan Turhan Çakar GDO’lara karşı ve biyolojik çeşitliliğin, canlı sağlığının ve ekolojik dengelerin korunması için en etkili çözümlerden birinin organik/ekolojik tarım olduğuna dikkat çekti. Toplantıya katılanlar, öncelikli olarak, "GDO’ların tehdit ve riskleri konusunda tüketici ve üreticilerin bilgilendirilmesi" gerektiği konusunda görüş birliğine vardılar.

Toplantıda ayrıca GDO'ya Hayır Platformu üyelerinden Ekoloji Kollektifi tarafından hazırlanan Yaşam Bizimdir, Yaşam Patentlenemez Gazetesi de dağıtıldı.

GDO'ya Hayır Platformu'nun etkinlikleri ve GDO'lar konusunda pek çok yazı ve makalenin yer aldığı 32 sayfa ve tabloid boyda hazırlanan gazeteyi (0312) 430 86 41 nolu telefon veya altangorkem@yahoo.com adresinden edinebilirsiniz.

Daha fazla bilgi için www.gdoyahayir.org

www.ekolojikpolitika.org

tuan_a Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön