Örnek;
İspanya iç savaşının en
karanlık anında, bir İngiliz hanımefendi; yaralılara ambulans sağlanması için yardımda bulunuyor, teklifi kabul edilince yaralılardan kastettiğnin
insan değil, yaralı ve hasta
köpekler olduğu ortaya çıkıyor;
ve diyor ki;
'' Savaşın sorumluluğu onları yaratan
insanlara ait,
köpeklerse aldıkları yaralardan dolayı
suçlayamazsınız'' savunması yapıyor, da;
köpeğin
suçsuzluğunu görebilmek
duyarlılığına sahip olmasına karşın, nasıl olurda
insanın,
kontrol edemediği bir dünyada
aşılamayan kaderin tekmeleriyle bir o yana bir bu yana savrulmasına gözlerini
sımsıkı kapayabiliyor?
Bu aşarı duyarlılık görüntüsü altında, çocukca
öfkenin ve
budalılığın beslediği bir tür
barbarlık yatmıyor mu?
İnsanın içinden safkan
İngiliz Puanteri olup yüzüne 3 kere havlamak geliyor*
Bir başka örnek;
The Times' da yayınlanmış; bir
İngiliz hayvensever hanımefendi, Güney Afrika'da
süs havuzlarındaki akvaryum
balıklarını savaş sırasında
güvence altına almayı reddediği gerekcesiyle bir sigorta şirketi aleyhine
dava açıyor;
Hadi bir örnek daha verelim;
Hindistan' daki sular
bulaşıcı hastalık taşıdığından İngilizler buraya arıtıcı
filtreyi getirmişler. Onların
adetlerine uymayı
savsaklayan
Hindlinin filtreyi istekle kabul etmesi İngilizleri
hayrete düşürmüş.
Dıştan bakıldığında aynı amaca yönelmiş gibi görünen iki eylemin birbirini tersi
dürtülerden kaynaklanmasına bu
şahane bir örnek;
İngiliz, filtreyi sudaki
mikroplar tarafından öldürülmeyi, öte yandan ölümü önemsiz
sayan Hindliyse sudaki mikropların kendi taşıdığı ya da
mide suları tarafından yok edilmesini önlemek için kullanıyordu.
Böylece İngiliz'in
duyarlılığı kendiliğinden ortadan kalkıyor, ancak bu durum Hindlinin gerçek
üstünlüğünü de sağlamıyordu.
Ölçü olmayan yerde hiç bir şeyin erdemi yoktur ve insanoğlu y
üceliği bile kendini a
lçatmada kullanabilecek
yeteneğe sahiptir.
Eğer bir kişinin algılama güçünü bir parça esnemeye çalışırsanız, söylenenlerin doğru olup olmadığıyla ilgileneceği yerde size gereksiz ayrıntılarla uğraştığınızı söyleyecektir. (dilerim sevgili hassoman bunu söylemez)
* üç kere havlamanın anlamı; bkz. sayfa 4 ileti 118.