View Single Post
Eski 15-10-2009, 10:55   #341
Dogasever
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Çevre

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bizi korkutan başka bir şey de, çevrecilik ve doğacılık eğiliminin aslında çevreyi ve doğayı hiç umursamayanlar tarafından (ki umursadıkları tamamen başka şeyler) yönlendiriliyor olması. Pahalı otellerde çevrecilik toplantıları, kompozisyon yarışmaları vs. pek çok örnek var. Bunlar maalesef, insanların çevre ve doğa eğilimlerini yöneterek pasifize etmeye, doğrudan katma değer yaratacak uygulamalardan ve taleplerden uzak tutmaya yönelik. .
Sn MeyveliTepe
Çevrecilik konusunda söylediklerinizde o kadar haklısınız ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Hemen size bir örnek vereyim. Uluslararası büyük petrol şirketleri, sanki dünyayı kirleten kendi ürünleri değilmiş gibi, çalışanları için çevre günleri düzenlerler. Bu çevre günlerinde, kırları, nehirleri ziyaret eder; buralarda piknik yapar ve eğlenceli bir gün geçirirler. Böylece biraz günah çıkartmış olurlar. Onlara sorsanız, en büyük çevrecidirler. Ama gel gelelim, bir türlü fosil yakıt satmaktan vazgeçmezler! Tamam, tabii ki, artık bir kez ok yaydan çıkmıştır ve at arabalarına binecek halimiz yok ama trilyonlarca dolar kazanan bu firmaların yaptıkları araştırmalara bir bakar mısınız: Daha az Kükürtlü yakıtlar, Petrol yerine doğal gaz, doğal gaz yerine enerjisi daha yüksek sıvılaştırılmış gaz vb. Bunların içinde en elle tutulur araştırmayı ise, dün İngiltere'de bir gazetede tam sayfa bir reklamda gördüm. Alglerden üretilen yakıt! Konu tabii ki çok güzel çünkü algler havadan karbondioksit alarak yaşıyorlar. Ama konu araştırılıyormuş. Peki ne zaman uygulanabilir. Çünkü aynı konuyu ben başka bir petrol şirketinin reklamında yaklaşık 30 yıl önce de görmüştüm. Çok iyi hatırlıyorum! Bence bu çevre araştırmaları da göz boyamadan öteye gitmiyor.
Eğer petrol şirketleri ve hükümetler, gerçekten enerji sorununu çözmek istiyorlarsa, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek zorundalar. Allah bize yeterince enerji vermiş, bu enerji her gün kafamıza kafamıza vuruyor! Sanki "uyanın be insanlar, şu kafanızın içindekini çalıştırın; ben burdayım, beni alın kullanın" diyor. Ama biz ne yapıyoruz, onca zahmete katlanıp yerin altından fosil yakıt çıkartıp kullanıyoruz. Bakın size, ABD'de 2002 yılında bir üniversitede yapılan bir çalışmadan bahsedeyim. Normal bildiğimiz Alüminyum alaşımından oluşan bir levhaya iyon bombardımanı (ion beam) yöntemiyle sadece yüzeyinde çok çok ince bir tabaka eritilerek, çok çok az miktarlarda fosfor ve oksijen elementi ile alaşımlandırılıyor. Sonuçta, öyle bir yarı iletken elde ediliyor ki, elektrik iletim bandında 3 adet enerji boşluğu var. Bu ne anlama geliyor açıklayalım: Normal güneş enerjisinden elektrik elde etmede kullanılan tek kristal ya da çoklu kristal silisyum levhaların (ki üretimi çok pahalıdır!) elektrik iletim bantlarında yalnızca bir enerji boşluğu vardır. O yüzden üzerlerine gelen güneş ışınlarının sadece belirli bir dalga boyundan enerji alabilirler. Böylece bu tür güneş panellerine düşen güneş ışınlarının büyük bir kısmından yararlanılamaz. Bu ışınların büyük bir kısmı ya geri yansır ya da ısı olarak emilir, yani elektriğe dönüşmez. Şu anda dünyada kullanılan panellerin hepsi böyledir. O yüzden bu tür paneller üzerlerine gelen güneş ışınlarının ancak~%15'ini elektriğe dönüştürebilirler (amorf (düzensiz, kristalleşmemiş yapı) yapıda olanların ki ise %7-8'i geçmez). Tabii ki bu çok düşük bir miktardır. Ama bununla bile, 80-90 km/saat araba götürebilenler var.) Halbuki birden fazla iletim bandı boşluğu olan paneller güneş ışınlarının birçok dalga boyundaki enerjisini elektriğe çevirebilirler. Bu yüzden üzerlerine düşen ışınların enerjisinden yaklaşık %70'e kadar hata daha da fazla yararlanmak mümkün. (Bulutlu havalarda bile!) Bu ne demektir? Bu şu demektir: Sadece üst bölümü tamamen bu tür alüminyum panelle kaplanmış bir arabanın gitmesi için güneşten başka hiçbir yakıta ihtiyaç yoktur! Deposunu hiçbir zaman doldurmayacağınız bir araba, egsozundan hiçbir gaz çıkmayan araba! Bu tür panellerden çatısına veya bahçesine sadece 2 metrekare yerleştiren 3 odalı bir evin tüm enerjisini sağlamak için ne doğal gaza ne de kömüre ihtiyacı kalır! Bu tür sistemler şimdi de var ama 15000-20000 ABD Dolarına çıktığı ve çatıda çok yer kapladığı için kimse kolay kolay yaptıramıyor. Öyleyse, neden doğal gaza her yıl yalvar yakar milyarlarca dolar para veririz? Ben bu araştırmayı takip ediyorum. Ancak bu araştırmadan ilk yapılan deneyler ve alınan sonuçlar dışında başka haber almak maalesef mümkün değil. Peki petrol şirketleri böyle bir araştırma yapar mı? HAYIR! BU petrol şirketleri dünyada petrol bitmeden hiçbir şey yapmazlar! Ayrıca, petrol bitince de sentetiğini yaparlar! İşte bu yüzden devlete, hükümete, bağımsız üniversitelere gereksinimimiz var. Ama şimdi soruyorum, Türkiye'de de güneş enerjisi araştırma kurumları var, artık her ilimizde üniversite var, değil mi? Peki bunların hangisi panel üretimi araştırması yapıyor? Ve ne başarı elde ettiler? Lütfen bu soruyu yanıtlasınlar! İnsanlığa gerçekten hizmet edecek projelere para yatırabilecek, gerçekten çevreci kurumlara ihtiyaç var! Yoksa Anadolu Kavağı'nda piknik yaparak çevreci geçinen ya da Kumburgaz sahillerinde plastik torba toplayarak günah çıkaran veya boğazda çevre günleri düzenleyen petrol şirketi ya da holding çalışanlarına değil. Bu tür günlere çevre günü demesinler, ya kamu hizmeti günü ya da eğlence günü falan desinler.
Çevre Bakanlığımız, kronikleşmiş bazı çevre kirleticileri konularında, bazı firmalarla ortak bazı araştırma ve denemeler yapıyorlar. Peki bu denemeler yapılıyor ve çok güzel harika raporlar hazırlanıyor da aynı çevre sorunları neden hala aynı şekilde sürmeye devam ediyor? Lütfen bu sorulara bir vatandaş olarak yanıt bulmaya çalışıyorum. Yanıt verecek var mı?


Düzenleyen Dogasever : 15-10-2009 saat 11:18 Neden: yazım hatası
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön