Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi bayindirmevki
Çekip gitmek; kendinizi geride bırakıp gittiğiniz yere uyum sağlamaktır. En hayırsız otu, ağacı yerinden sökmemektir. Araziniz eğri-büğrü diye beton döküp düzlememektir ki o eğrilerde doğanın onlarca yıllık sırrı vardır. Tonlarca taşı ocaktan alaçak çep zenginliği değil, eski evlerin yıkıntılarını değerlendirecek gönül zenginliğidir. Bahçe çitinizi yaparken beton direkler değil, çürümüş kalasları kullanabilmektir. Börtü-böcekten korunmak değil onlarla beraber yaşayabilmektir. Doğayı eksiltmeden arttırabilmek, şehrin kültür ve birikimini yaptığımız işlere yansıtırken sakil düşmemektir. Dışardan bir yabancı baktığında sanki bin yıldır oradaymışcasına.
|
Merhaba,
Bir süredir takip edemiyordum forumu, bu aralar vaktim var ve bu konu ile her zaman ilgili olduğumdan okumaya başladım tekrar. Sayın bayindirmevki'nin yazdıkları beni çok etkiledi, içinde kendimi ve eşimi bulduğumdan belki.
Ben şehirden kaçmadım, şehir hayatını çok seviyorum. Fakat eşim şehirde öğrencilik hayatı dışında hiç yaşamadığından Alanya'da küçük bir köye yerleşmiş. Doğayı çok sevmemden ötürü buraya eşimin yanına gelmekte tereddüt etmedim. Fakat köy hayatı yaşamak için doğayı çok sevmenin yetmediğini yaşadıkça anladım, anladıkça da öğrendim.
Sayın bayindirmevki'nin dediği gibi, gittiğiniz yeri kendinize uydurmak değil asıl olan, gittiğiniz yere uyum sağlamalısınız. Doğayı sevmek onu her yönü ile kabullenmektir. Evet eğrilikleri, böcekleri, sinekleri, taşı, dikeni ve dahası...
Ben açıkçası örümcekten, kertenkeleden, yılandan çok korkardım. Ahşap bir evimiz var, ve bunlar eksik olmuyor bazen evin içinde bile. (henüz yılan girmedi evimize)
4 seneyi geçti burada yaşıyorum. Alıştım, uyum sağladığımı düşünüyorum şimdi. Doğa başka bir şeymiş, doğanın içinde yaşamak, alışmak ve uyum sağlamak başka. Doğa sadece bir manzara değil ki, yaşıyor, bizim gibi nefes alıyor, içerisinde hayatlar var, milyonlarca yıllar var.
Ben mümkün olduğu kadar doğal malzemeler kullanılmasından yanayım. Bu arada eşim ile aramızdaki en güzel bağlardan birini oluşturan bu düşüncelerimiz.
Belki de uzun yazdım diyerek bitirmek istiyorum. Kimsenin canını sıkmak istemem. Sayın bayindirmevki'nin yazısını okuyunca sadece bunları yazmak geldi içimden.
Hepiniz sağlıcakla kalın, sevgiler.